Yazmak Ya da Yazmamak...
Yazıya, okumaya, düşünmeye, fikir üretimine düşman bir dünyada bu düşmanlığın zirvelerinden olan bir ülkede yaşıyoruz.
"“Yazarlık, kelimelerle saklambaç oynamaktır; okuyucu bulana kadar gizlenmeye devam ederim.” – Jorge Luis Borges"
"“Yazarlık, kelimelerle saklambaç oynamaktır; okuyucu bulana kadar gizlenmeye devam ederim.” – Jorge Luis Borges"
Yazıya, okumaya, düşünmeye, fikir üretimine düşman bir dünyada bu düşmanlığın zirvelerinden olan bir ülkede yaşıyoruz.
Ülkemizin tertemiz şehit evlatlarının biz gençlere akıllı davranmamız ve ülkemizi yabancılara vermemizi ve de daha birçok güzel şeyi öğütleyen yazı.
Oldum olası ya cahillikten ya da gafletten olsa gerek değerlere karşı bir yıpratma kampanyası yürütülüyor.
Duyguların ve düşüncelerin sarpa sardığı demlerde zihnimizi aydınlatan güneşsin Cumhuriyet… Sen ki bize şah damarımız kadar yakınsın. Bulutların arkasına saklanan umutları bulup koyarsın önümüze. Gelmeyen baharların müjdesini sunarsın belleğimize. Kitaplarımızda senin ağırlığını hep hissederiz. Sevgin ruhlarımızı esir edeli beri gerçek özgürlüğümüzü bulduk. Sana olan sevgimiz bulutlara değecek kadar
Şimdi söyleyin bana, böyle bir ülkenin halkı-vatandaşı olarak çalışarak, kazanarak, üreterek, çabalayarak zengin olmak bir yana, açlık sınırını aşıp onurlu insanca, mütevazi bir hayat yaşamak hayal değil mi?
yemin verdik gökte asılı yıldıza / güneşe – ateşe
yemin verdik akan kana / bayrağa / silaha...
Kendi yaptıkları açık seçik hataların farkında olmayanlar, milletin çoğunluğuna “örümcek kafalılar”, “bidon kafalılar”, “göbeğini kaşıyan adamlar”, “cahiller” vb. aşağılama içeren lakaplar takıyorlar..
Cumhuriyet, milli onurumuzun simgesidir. Demokrasinin uygulama düzenidir. Erdemli ve namuslu insanlar yetiştiren, yüksek ahlâki değerlere ve üstün niteliklere dayanan bir yönetimdir. Milli egemenlik dışında hiçbir gücü geçerli saymayan çağdaş anlayışın yücelişidir. Cumhuriyet rejim değişikliği biçimde bir yenilenme değildir, olağanüstü bir yenilenmedir; yeniden doğmadır. Hukuksal açıdan en gerçekçi bağımsızlık
Ülkemin geldiği bu noktadan büyük üzüntü duymakta ve bu sahnelenen rezaleti gelecek endişesi ile izlemekteyim.
Temel bir gün parkta yürürken, bir adamın şınav çektiğini görür. Yanına yaklaşır, bir altından bakar, bir sağından bakar, bir solundan bakar, sonunda adama döner ve der ki
Dünyayı sen mi kurtaracaksın, acılara sen mi ilaç olacaksın? Yok fayda başka vah vah demekten. Oyna da oyna ne gelir elden.
"Büyük Türk ordusu! Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz ve daha sağlam bir askere rastgelinmemiştir"
M.KEMAL ATATÜRK
Bunun aksini düşündürenlere yazıklar olsun!
Çanakkale deyince ecdadın ruhu nasıl da dile geliyor, emanetini soruyor. Unutmayalım ki onlar ölse de o ruhu hissettiğimiz ölçüde yaşayacaklardır. Bu topraklarda açan her çiçeğin onların şehit bedenlerinden fışkıran şehadet çiçekleri olduğunu unutmadan bu vatana sahip çıkmalıyız.
Selam sana Seyit on başı, selam sana Bigalı Memed
Toplumda kurallar yerine kuralsızlığın eğemen olması güvensizlik ortamı olarak değerlendirilmekte ve bunun sonuçları irdelenmektedir.
Sultan Abdülhamid Han'a yakışıksız söyler sarf edildi. Neden başkalarının suçu O'na yıkılıyor?
Sessiz atın çiftesi pek olurmuş, umarım bir gün daralan alanlarında sıkışan ve buna yeter demek isteyen ceylanların aklı başına gelir de, kaplanlara bu ormanı dar edebiliriz.