Geç Kaldım
ve sen beni yanına çağırdın çağıralı, yüreğime yaktığın ateşin başında üşüdüm...
ve sen beni yanına çağırdın çağıralı, yüreğime yaktığın ateşin başında üşüdüm...
Kapıyı çalan senmisin, yoksa giden mi.. Kimin bu
cenaze, yüreğimden sökülüp götürülen ne? Hani nerede şehla bakışlar, neden şimdi bu feryadım. Kime, veya neye ağlıyorum ben...
Geç zamanların geç kalmışlıklarında yorgun düşmüş
yüreğim, çaresiz üzerime düşmüş gölgenin geçmesini bekliyor.
Ruhu kire bulanmışlar arasında
Yüzü trakya çiçeği
Güneşe dönen hep…
Nilüferler\*
Zaman akıp gidiyor kendi mecrasında. Fakat bizler bu akışta pek çok şeyin farkına bile varamıyoruz. Çünkü ayrıntılara takılıp kaldığımız için gerçekleri göremiyoruz. Zaman, hicrete mahkûm hayatları menziline taşıyor. Her gün fark etmesek de gönül dünyamızda hicretler yaşıyoruz. Zira hicret sadece bir yerden bir yere maddeden göçmek değildir. Mana
bizim insan soyu olarak bazı kuruntularımız vardır.bunlar bize has şeylerdir.
Küpün içinde ne varsa, dibinden sızdırdığı da odur. Küpün dibindeki çatlaktan sızan sirke ise, içindekini merak etmeye gerek kalmaz, sirkediri.İçindeki bal olaydı, sızanda bal olurdu.
"Ayna gibi bir şeysin sen sanırım: Baktığımda kendimi görüyorum... Hem ben gibi... hem de aynaya bakınca insan kendini inceler ve birşeyler yakalar... yakaladıklarına daha detaylı bakar, ve onları ele alır... -bkz: büyüyen götü görüp, küçültme girişi
İnsan ey !
Yoksun aslında, sadece yaşıyor taklidi yapıyorsun..
Yaşamın gizini hep yanlış yerlerde, yanlış yüzlerde ve bedenlerde aradığın için mutsuzsun..
Aşk, acı, sır, ten, tin, giz ve rab..
Yaşamının en kesin gerçeklerinin hep üç harflik keli
Yaşanan güzellikleri yaşamakla yok ediyoruz.Güzellikler yaşanmadan akıp giderken biz yaşanamayacak şeylerin peşinde koşuyoruz ve ne yaşanmayacak olanları yaşayabiliyoruz ne de güzellikleri…
Arzuhalim sanadır! Zemzemlerin anası gözlerini çevir. Islak bir nazarın düşsün denizleri çalınmış ülkemin topraklarına. Uzat bereketin fışkırdığı ellerini ; her yüreğinde çöl yarası taşıyan emsin parmaklarını...Zira sensizlikten kesildi bu yağmur. Göky
Aşk, karanlığa yazılsn mektuptur.Yaşarsınız ama resimsiz,yazarsınız ama kelimesiz.Tıpkı karanlığın gözleri gibi efsûni.Yazdıkça silinir, yaşadıkça koyulaşır.Gece kendini gündüzün ellerine teslim ettiğinde, her şey karanlığın içinde silinir,sessizliğe gömü
Merhaba, tanışalım ben Esra...Bir gün senin annen olacağım. ..
Sevgi, saygı, güven, hoşgörü, anlayış, özveri ve hassasiyet samimiyet ilişkilerde ki temel kavramları teşkil eder...
bebek elleri yapıştı eteğimden
yüreğimde boynu bükük bir menekşe ağladı..