Oy Dingala Dingala
Eskiden bir şarkı vardı.
Hafif meşrep,birazda romansı.
"Hayat bir tiyatro sahnesi gibidir, ama provalar çok uzun sürer ve oyun asla başlamaz." - Franz Kafka"
"Hayat bir tiyatro sahnesi gibidir, ama provalar çok uzun sürer ve oyun asla başlamaz." - Franz Kafka"
Eskiden bir şarkı vardı.
Hafif meşrep,birazda romansı.
Hiçbir insan, kimlerin çocuğu olarak nerede ve ne zaman doğacağını seçmez. İstese de seçemez. Gerçek böyleyken, insanın nereli olduğu, rengi ve kökeni hata olamaz, olmamalı. Suç, hiç olmamalı. Teorik olarak bu yaklaşımı doğru bulanlar çoğunluktadır.
Evrimcilerin ileri sürdükleri iddialara Müslümanlar yıllar boyu "evrim yok, Allah yarattı" diyerek cevap verdiler. Çünkü evrimin iddialarını çökertecek bilgiye sahip değillerdi ve bu nedenle Yaratılışın delillerini gösteremediler.
“ESKİ ÜLKÜCÜ” sıfatını yakıştıranlara ÜLKÜCÜ ESKİMEZ diyerek sözlerime başlamak istiyorum…
Göç,Türkiye’nin halledilmesi öncelikli meselelerinin başında geliyor.Gelir dağılımındaki dengesizlik bunun başlıca sebepleri arasında yer alıyor.Fakat siyasî,sosyal ve kültürel sebepleri de gözardı edemeyiz.
Mevleviliğin morfolojik yönü, biçimsel yapısı, özü, ortaya çıkış nedenleri, Mevlevihanelerin özellikleri, yönetimleri, örgütsel yapıları, ayinleri, törenleri, Mevlevilerin giyimleri, gelenek ve göreneklerini hakkında bilimsel ve nesnel bilgi edinmek istiyorsanız bu kitabı okumanızı öneriyorum.
Kızılcağaç Köyü eski Muhtarı İbrahim Akgündüz, köy tüzel kişiliğine ait olan araziyi oğluna satmış mıdır? Bu arazi satılmış ise değerinde satılmış mıdır? Kızılcaağaç Köyü Muhtarlığı 2009 Mart yerel seçimlerinden önce Hacı İbrahim Mahallesinde bulunan zeytinliği 2 bin liraya CHP İl Genel Meclis Üyesi İbrahim Biriz’den neden satın almıştır?
Bu güneş altında söylenecek çok söz, yapılacak çok iş, keyifli sürdürülmesi insana bağlı yaşamlar vardır. Yaşam inatçı ve dirençliyken, insanlık uzun bir öyküdür. İnsan makroya doğru gelişerek sürebilecek uzun bir yolculuğun ilk anlarındayken, evren ölçeğinde dokusal hücresinin içindeki mikro bir yaşamdır, şimdilik.
Sanırım bu sıkıntıları yaşamayan sokak ve sakinleri kalmamıştır.
“SELAMIN HELLO” bende on nokta şiddetinde deprem etkisi yaratan konuşmayı aynen size aktarıyorum.Tarzan’ım kızmasın ama; tarzanca kelimelerle başlayan selamlaşma şöle devam ediyor. “ Selamın hello,ayyy…!! sen bukün ne dadlusun şegerim.Wayy bende seni sefiorum şegerim….
1 Mayıs 2008’ de hayasızca yapılan insanlık dışı uygulamaların toplumsal bünyede açtığı yaraları sarmak yine de işçilere, emekçilere, kamu çalışanlarına ve onların örgütlerine düşecek. Zira, çalışan, üreten, inşa eden, yapan ve ortaya çıkaran onlardır. 1 Mayıs da onların bayramıdır…
DağSes Gazetesi Yazıları