"Yazmak, varoluşsal bir bunalımın, kağıda dökülmüş, estetik bir intihar girişimidir." — Franz Kafka"

Eleştiri

Kent Kültürü

Kadının birini saraya götürmüşler, ahır nerede demiş. İnsan ne görürse onu yaşar. Bir şehir insana ufkunu göstermediği sürece o şehirde yaşayanların geleceği karanlıktır.

İstersem, Kendimi Öldürebilirim..!

"...Gerçeği kabul etmiş ve derin bir sessizliğe dalmıştı.
O akşam gardiyanlar mahkûmları işkenceye götürmek için koğuşa gelince adamın ölüsünü bulmuşlardı; zavallı, gerçeğe dayanamamıştı.
Hikâyeleri yazarken bile ürperdim, inanın"

Kraliçeler ve Sultanlar

Doğu-İslam toplumlarında kraliçelik gibi bir kurumun olmayışı kadının dinsel gerekçelerle aşağılanmasının en önemli göstergelerinden biridir. Padişah anaları ya da karılarının Osmanlı sarayında çevrilen dolaplarda bir hayli etkili olduğu doğrudur. Ancak, bu Osmanlının iç ve dış politikasını kapsamaz ve haremdekiler Valide Sultan mertebesine bile yükselseler Batıdaki kraliçeler kadar etkin

Gavun Değil ki Koklayasın

Oyun mezarlıkta başlıyor. Eşinin ölmesiyle ağıtlar yakan kadının vasiyetname okunduktan sonraki aldığı tavır görülmeğe değer doğrusu. Çünkü kendisine yeteri kadar miras kalmadığını öğrenince bu defa ölen eşin ardından söylenmedik laf kalmıyor.

Tüm Aşklar Faşizm Kokmaz

Mutluluğu başkalarının güzelliğinde arayanlar, bir saç boyası, bir rimel fiyatına satılacaklarını tahmin edemezler. Başkalarının güzelliğine esir olanlar ve yenilenler faşistçe aşktan öteye gidemezler. Acaba tüm aşklar faşizim mi kokar diye kimse sormaz bile. Aşk illa bir gül güzelliğinde, gül yağı kokusunda olmalıdır. İlla sevgilinin gözleri ya renkli ya

Nelerin Garantisi Varmış da Haberimiz Yok

Genellikle bu fal işini lüks semtlerde bana göre kafayı azıcık yemiş, kendilerinin de ruhsal sıkıntısı olduğu az çok anlaşılan bayanlar yapıyor. Belli ki birçoğunun terapiye fal baktıkları insanlar kadar ihtiyacı var. Bir kaç tanesini çok yakından olmasa da tanıma fırsatım oldu. Soruyorum size, bir falın nasıl bir garantisi

Başa Dön