"Yaratıcılığın en güzel anı, gece sessizliğinde fısıldanan hayallerin gün ışığına kavuştuğu zamandır."

Deneme

Çaya Dair Kırk Yazı (11)

Huzur ve sükun bir mevsim olsaydı, o mevsimi en güzel ifade eden simge çay olurdu sanırım. Huzur sükun mevsiminde erguvanlar çayın hatırına çiçeğe dururdu. Sudan sadır olan güzellik, demlikten bardağa süzülürken görenler albenisine vurulurdu.

Bu Pazar Seçim Olsa…

Siyasi yazıları yazmayacaktım ama olmadı.
Memleketin durumu değişti…
Dağdaki terörist ‘hevallerini’ meclise göndermekle iyi olacağını düşünenler yanıldılar.
Her gün bir “şehit” haberi ile sarsılıyoruz.
Her gün bir annenin feryadı ile güne başlıyoruz.

yazı resim

Oruç Babadan Aforizmalar - 47

\*İnsan olmanın en başta gelen şartlarından biri başkalarının inançlarına karşı saygılı olmaktır. Sen inandığının doğru olduğunu kabul ediyorsan, karşındakine teklifte bulun. Teklifini kabul etmezse zorlama, ona karşı kin besleme. Ateşe tapıyorsa bile tapmaya devam etsin. Bunun sana ne zararı var ki? Senin inancına göre o, ateşe taptığı için

\- Gece -

“Hayatın gerçeği” nedir? Hani şu filozofların ve toplumbilimcilerin peşinden koştuğu şey. Dostoyevski’ye sorarsanız “hayatın anlamı hayatın kendisinden daha değerlidir” der.

Bu Memleket Bizim…

Hainler besbelli…
Bir de gafiller var olup bitenleri fehmetmeyen…
Hainler hinlikleriyle, gafiller saf torikleriyle zarar veriyor bu memlekete.
Adeta bir bağy başkaldırısı başlatılmış…
Ben burada bağy’in fıkhi anlamaları üzerinden durmayacağım anacak siyasî fikir hürriyeti açısından ele alındığında, her ne kadar

Oruç Babadan Aforizmalar - 49

\*Yanlış yapmak hayatın sonu demek değildir; ama bilerek yapılan yanlışın da savunulacak bir tarafı yoktur.\*Gündüz geceye dönüştü diye üzülme; sabret, nasıl olsa gece de gündüze dönüşecek.\*Gelecek, çabuk mu gelecektir, yoksa yavaş mı? Bilemem. Benim bildiğim, ben ona doğru hızla gidiyorum.\*Büyük adamlar; hiç hata yapmayan insanlar değildir; hatalarından ders

Anladım Kimse Sevmemiş Bu Ülkede

Anladım kimse sevmemiş bu ülkede. Şarkılar kulak tırmalayıcı, aşkın okşayıcı sesi yok hiçbir yerde. Anladım bu ülkede kimse sevmemiş. Sus ulan sus diyesim geliyor herkese. Boşuna tüketilmiş nefesler, sesler bu ülkede. Bir şarkı bulamadım ikimize. Aynı yöne bakan, aynı düşünceleri savunan, aynı duyguları anlatan ve bütün bunları tek

Soytarı Değilim; Bir Palyaçoyum Belki Farkım Bu

Soytarı değilim; bir palyaçoyum belki farkım bu. Sıradan insanların mahalle ağızlarında bir dedikoduyum. Çoluk çocuğun topu, büyüklerin şutuyum. Acıların tuzu biberi hayat mutfağının ocağında kaynayan bir ceylan yüreğiyim. Sevgilerim çimen yeşili; korkularım aslan dişi beyazı. Kan kızılıyım. Bir hırdavat dükkanında baltaların ve kazmaların arasında unutulmuş ve her gün

Yürekten

Uzun yıllar önce öğrendim ki gözlerini kapatırsan sadece kendini göreceksin. Kulaklarını tıkarsan sadece kendi bencil sızlanmalarını duyacaksın. Yüreğini unutursan insanlığını kaybedeceksin.
Uzun yıllar önce yaşanacak tek duygunun Aşk olduğuna inandım. Çünkü Aşk kelimelerle değil yürekle gerçek olur. Çünkü Aşk, yaradılışın anlamı, erdemlerin kaynağı. Ve böyle bir

Kadına Bakışın Kör Noktası (Kadınlar Gününe Özel)

Kalbimin en orta yerinde bir vaveyla! Bir an sustum, sustum sustum! Çünkü ruhum bedenime, bedenim ellerime geçmiş durumdaydı. Toplum sağırlığı, bilinç körlüğü de adına, ne dersen de işte! Bunlardı beni üzen şeyler. Beş duyu neden yetmiyordu? Ne zaman ki bu kör noktayı yıkacağız işte o günü kadınlar günü

Başa Dön