Suçsuz Olan Halk
Kör Olma Türkiye... Bırak Artık Şu At Gözlüklerini De Dünyada Neler Olduğunu Gör...
Kör Olma Türkiye... Bırak Artık Şu At Gözlüklerini De Dünyada Neler Olduğunu Gör...
Bir masalla başlayayım istiyorum. Ben kendimi bildim bileli millet çeşitli masallarla uyutuluyor ve bir türlü uyandırılamıyor. Ama hipnoz edilmişçesine istendik her şeyi yapabiliyor millet. Hele de istenende güç varsa... hani övünürüz ya Ertuğrul yasası diye... O da gücünü haklıdan değil, güçlüden yana kullanmıştı ya(!)... Her ne ise biz
Li himber zulm û zorê hatin, rewşek him Îslamî ye û him jî însanî ye.
Büyük bir komplo teorisidir yaşam;
doğru bildiklerin yanlış,yanlış bildiklerin de dogrudur çoğu zaman.
Senaryoyu hazırlayan ABD'nin, bu ''yeşil kuşak'' İslami projesinin bir ayağı, bugün hala devam ediyor
Bugüne kadar, siyasi içerikli bir yazı yazmadım bu siteye. Ama bugün yazacağım. Kimse tutmasın beni. Tutan yok zaten de, lâfın gelişi işte.
Amacımız, demokratik açılım ise, niyetimiz demokratik yollardan çözüm ise; diyalog sürecini hemen başlatmak ve silah dilini ortadan kaldırarak, yerine barışın dilini ikame etmek gerekiyor. Var olan Kürt sorunu, hepimizin sorunu haline gelmişse; bilinmelidir ki, her kesime ve herkese görev düşüyor bu konuda.
Uyduruk kaydırık paralara satıldı bir yerlerim.Yamalı entariye döndürdüler beni ya! Yırtıklarımı dikecek iğnem ve ip...
Aydın kimseler, bilinçli insanlarımız, esen her rüzgâra kendilerini kaptırmamalıdır; durulması gereken yerde kalarak, gerçeklerden yana taraf olup, objektif bir duruş sergilemelidirler. Her konuda gerekeni söylemesini bilmeli ve gerçeklerin yanında olmasını bilmelidirler. Gündemin kuyruğuna takılıp gidemezler; gündeme kendi damgasını vurmalı veya gündemi kendileri oluşturmalıdırlar.
Nasılsın?
Ne yapıyorsun?
Beni seviyor musun?
Sorularını soracak bir sesi özledim sonra...
Ama tahtından indirildikten sonra ittihatçilerin hazine bulacakları ümidiyle koştukları sultan Abdulhamidin yatak odasında bi kuru yer yatağı ile bi seccade bulduklarını bilmez kimse Anlamaz saltanatı boyunca tek devlet belgesini Abdestsiz imzalamamış Ulu hakanı anlamazlar anlamaz
İlk yazım.
Okumaktan bir şey kaybetmezsiniz.
Severseniz müptelası olursunuz.
Sevmezseniz de ,
hmm saniyelerinizi iade ediyorum :)
Radikal yazarı ve eski Marksist Murat Belge'nin bir yazısı üzerine...
Uzun süredir yabancıların misyonerlik faaliyetlerinden söz ediliyor. Ancak yine sanırım yumurtanın kapıya dayanması bekleniyor.
Kitaplar, birer ikişer, hocalara paylaştırılarak bahçeye taşınır. Okulda çalışan bir yardımcı vasıtasıyla bidon temin ettirilir. Bidon üniversite bahçesindeki ıssız bir köşeye konulur
Bunlar daha birinci yıllarını doldurmadan dilenciliğe başladılar!
AK Parti Hükümetine yalakalık etmekle görevli, “Yeni Şafak” isimli gazetede bakınız ne yazıyor:
“Bir vatandaş Başbakan Erdoğan'a gönderdiği mektupta ‘Hükümetin
1946 yılında henüz ilkokul dördüncü sınıftayım. Arkadaşlarla en büyük zevkimiz okulun yerden yarım metre yüksekliğindeki duvarının üzerine oturup, anlamını dahi bilmediğimiz bir sloganı haykırmaktı. Celal Bayar duvardan atladı. İnönünün ödü patladı
Başarısız olan şey ne idi? Demokrasi mi? Yoksa onu kullananlar mı?