Hangi Genocide?
Padişah devrinde olan olayların ki o da Tarihçiler ce henüz onaylanmıyor. Türkiye Cumhuriyetine yüklenmesi gariptir, hazindir, amaçlıdır.
"Yazmak, aslında, ölülerle sohbet etmek gibidir; ne yazık ki çoğu zaman onlar da dinlemiyor." - **Oscar Wilde**"
"Yazmak, aslında, ölülerle sohbet etmek gibidir; ne yazık ki çoğu zaman onlar da dinlemiyor." - **Oscar Wilde**"
Padişah devrinde olan olayların ki o da Tarihçiler ce henüz onaylanmıyor. Türkiye Cumhuriyetine yüklenmesi gariptir, hazindir, amaçlıdır.
"Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak olan sizlersiniz." bu vasiyeti dikkate almazsak, elimizde yaşayabileceğimiz bir Türkiye Cumhuriyeti olmayacak.
Ben sizin taptıklarınızdan uzağım" mealinde İbrahimi gelenekteki bir ilanı telaffuz ederek,
Birlik ve beraberlik, jargonu ne kadar anlamlı, önemli ve gerekli bir söylem olsa da; yakın tarihimizde, bir o kadar da içi boşatılmış ve gerçek anlamından uzaklaştırılmış bir söylem haline sokulmuştur.
Bugün televizyonlarda yapay zekâ haberlerini seyrettim. İlgi uyandıran çok güzel bir çalışma. İnsanın hayranlık duymaması işten değil.
Konuya ilişkin açıklamaları Sanayi ve Teknoloji Bakanı ile şirket yönetim kurulu başkanı birlikte yaptılar.
Allah: “ Bilsem ki günah işlemeyeceksiniz ben günah işleyip tövbe eden kullar yaratırım.” der. İşte laiklik de budur. Kişiye günah işleme özgürlüğünü vermektir. Fakat bunu yaparken bireyi günah çukuruna düşürmek onun gözüne sürekli haram lokmaları da sokmak insan hak ve özgürlüklerine sığmasa gerek.
Dağdaki ininde saltanat kurmuş eşkıyabaşı, bundan sonra barış imzalayıp Türkiye’de ya da bir başka ülkede sıradan bir insan gibi yaşamayı kabul eder mi sanıyorsunuz?
12 Eylül Faşizmini, çıkardığı (tüm değişikliklere rağmen) kendi anayasasıyla yargılamaya çalışmak nasıl bir sonuç verebilir? Yeni Anayasa’yı çıkarmak an meselesiyken, onları, alelacele mevcut yasalarla yargılamak ne derece güven verici olabilecektir? Darbe mağdurları, bu yargılama sürecinden memnun kalabilecekler midir?
Milletvekillerimizin 'Biz de açız' feryadından sonra Anadolu'muzda Kadirşinas Halkımız tarafından başlatılan ve solganı 'BEN AÇ KALSAM DA VEKİLİM TOK, SIRTI PEK OLSUN' olan Kampanya süresince Memleketimizin İl, İlçe, Belde ve Köylerinde toplanan ve miktarı ve tutarı beklenenin çok üzerinde olan yardım malzemeleri şu kalemlerden oluşuyor:
Ak her daim temiz ve saflığı ifade etmez. Bazen de kirin ve kokuşmuşluğun rengidir.
Salyalı üç-beş ağzın verdiği özür bu toprakların gerçek sahibi olan yüce türk milletini asla bağlamaz , onların diledikleri özür şahsiyetsel noktada mensubu bulundukları bir boşluğun hezeyanıdır sadece...
Gençliğimde, batı medeniyeti ve kültürü benim gözdelerimdi. Aynı şekilde derginiz de. Ve diğer dergiler de (Time, Newsweek, l'Express, vs). ABD ve AB özgürlükler ve insan hakları konusunda örnek alınacak modellerdi.
Demokrasiye dair, sivil anayasaya dair, barış ve huzura dair, Kürt sorununda çözüme dair, kimde, ne plan ve proje vardır, onu dökülün; bizim için meydanlarda öyle çözülün de, çözüm kimdedir görelim. Yoksa; “yoktur” diyenleri sandığa gömelim. Unutmayın, halkımız ariftir; sizden beklenen, yüreğinizden gelecek basit bir tariftir. Doğru söz, kısa
Gel gör ki o günkü bulanık suda balık avlamak isteyen Arabın Amr bin As tilkisi ile Muaviye kurnazlığı, bugün de aynı bulanık suda avlanmak isteyenlerle adına Selahattin Eş ve gibilerine mi düşer?
Suriyede ki iç karışılığı takip edenler, oyunun kimler tarafından, nasıl ve ne için tezgahkandığını elbette az, çok fark etmişle
Bırakalım ''bağlaçları''...
Demokrasiyi ''bağlaç''sız savunabiliyor muyuz?
Ona bakalım!..
Iyi o zaman köprünün diğer tarafına adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın!
Önce "ucube" heykel, aylarca sanat düşmanıymış gibi takdim edilen bir şehir... Şimdilerde de bal ve kaşar heykeli çıkışıyla üstünde milletin geyik yapacağı bir şehir durumuna düşürüldü benim bahtsız Kars'ım... Gerçeklerle ironiyi harmanlamaya çalıştım...
O yıllarda da geçerliydi Askeri yerlere kılık kıyafetlerdeki disiplin anlayışı, ama sakallı olan alınmamış başı kapalı olanlar içeri alınmıştı. Bu konuyu biz ne basına yansıttık ne de alenen tartışma konusu yapmıştık. Neden? Çünkü ASKER biz Türklerin kayıtsız şartsız sadakatle yürekten sevdiğimiz, bağlandığımız Mustafa Kemallerin Ocağı idi...