İnci Yumurtlama Yarışı
Ben AKEPElilerin işkembelerinin kuvvetli olduğunu biliyordum ama bu kadarı beni bile hala şaşırtıyor.. Ne inciler gizliymiş bunlarda..
"Bir metin, ancak okuyucusu kadar akıllıdır; gerisi sadece mürekkep israfıdır." - Umberto Eco (Kurgusal)"
"Bir metin, ancak okuyucusu kadar akıllıdır; gerisi sadece mürekkep israfıdır." - Umberto Eco (Kurgusal)"
Ben AKEPElilerin işkembelerinin kuvvetli olduğunu biliyordum ama bu kadarı beni bile hala şaşırtıyor.. Ne inciler gizliymiş bunlarda..
Hayırlısıyla, bir genel seçimin daha hakkından gelebildik. Gerçi politik sözcülerin ekserisi, ellerinden geldiğince gerilim yarattılar; sayelerinde ortam gerildi, küfür ve hakaret gırla gidiyordu. Özellikle AK Parti, CHP ve MHP arasında.
Kendimi, demokrasiyi çok seven, seçim dönemlerini bayram kabul eden bir insan olarak tarif edebilirim. Ancak ülkemiz ve özellikle ilimizdeki siyasetin yapmacık, halkı küçümseyen, enayi yerine koyan, halka gerçek manada seçme hakkı tanımayan yapısından da son derece rahatsızım.
Kendi vatandaşının karnını doyuramayan bir hükümet, kaç yıldır Suriyeli besliyor, hem de 100 metre kare evler yetmeyip, 200-300 metre kare evler yapılması için emir ve tavsiyelerle..
12 Eylül faşizmi, askeri vesayet rejiminin sadece bir sonucuydu ve biz, bunu görmezden gelemeyiz. Onun için, bu vesayetçi despotizmi referandumda tarihin çöplüğüne gömmeye mahkumuz ve çocuklarımızın geleceği için buna mecburuz. Asıl mücadele de ondan sonra başlayacaktır. 12 Eylüldeki referandum, bir son değil, demokratik mücadele açısından bir başlangıç olarak
AKP’den il, ilçe ya da belde belediye başkanlığını yürüten belediye başkanı tekrar aday olduğunda bir hesaplaşma sürecini de atlatmak durumunda.
Bu süreç için ilk anda aklınıza mevcut belediye yönetiminin kente yaptığı hizmetler ve bu hizmetlerin halkın teveccühünde nasıl bir noktada olacağı gibi bir hesaplaşma gelebilir. ...
Demek ki hiç de öyle değilmiş. İçin için birtakım sıkıntılar varmış ki, gösteriler bir aydan fazladır sürüyormuş. Olgun ve mazbut görünen Tunus halkından bu denli büyük ve şiddetli bir hareket beklemeyen uluslar arası siyâset analistleri ve dünya medyası da pek uyanamamışlar ki, olayları nerdeyse son günde gündemlerine aldılar.
Analar ağlamasın diye çıkılan yolda bugün geldiğimiz noktada analar ağlamıyor-çok doğru. Anaların ağlamaktan gözlerinde yaş kalmadı Recep, sayende kan gövdeyi götürüyor. Sadece dağlar değil şehirler de karıştı.. Sen hala bir ton laf salatası ile günü kurtarma çabasındasın. Bütün bu Açılım kepazeliği ile ortalığı karıştıran ve teröristleri şımartan Recep
Türkiyenin aldığı askeri araç ve gereçleri ile PKKnın alabileceği askeri araç ve gereçleri kıyaslarsanız. Bir bölgedeki Milliyetçi Kürt Hareketinin gücüyle, Bu bölgeyi de içine alan kocaman bir devletin gücünün kıyaslanması söz konusudur. Amerika için Pazar önemlidir. Kime daha fazla ve karlı silah veya araç gereç satabiliyorsa başta onu
Bu dünyada sadece yiyip içip uyuyup s...işip günü kurtarmanın ötesinde şeyler olduğunu da lütfen o koca kafanız alsın..
Osmanlı İmparatorluğunun Duraklama ve Gerileme dönemlerinde ordu herzaman gericiliğin ve tutuculuğun kalesi olmuştur. Yeniçeri ayaklanmaları ve isyanlar gavurlaşma olarak görülen modernleşme ve yenileşmeye karşı eylemlerdir. Atatürk sonrası Cumhuriyet döneminde de, ordu tarafından gerçekleştirilen askeri darbelerin genelde modernlik demokrasi karşıtı ve karşı devrimci bir yapıda olduğu gözlemlenmiştir.
Türkiye’de medya denince nedense, İstanbul merkezli yayın yapan, gazeteler, televizyonlar akla gelir.
Oysa artık giderek güçlenen yerel medya İstanbul’dan yayın yapan ve “ulusal medya” olarak adlandırılan medya yapılanmasına karşı kafa tutmaya başlamıştır.
Başlıktaki parantez içinde ünlem işaretinden de anlayacağınız gibi aslında ortada bomba momba yok! En azından şimdiye kadar yayımlananların içinde yok...
Amma velâkin gündemi de Wikileaks oluşturuyor. Birkaç kelâm da ben etmezsem içimde ukde kalır.
Bugüne kadar ortaya çıkanların içindeki leblebi çekirdek tadında dedikoduları ve
Ancak Arap sokaklarındaki aniden yükselen seslerin pekte kendiliğinden yükseldiğine dair hala güçlü bir imaj yok. Yani nasıl olurda bir günden ertesi güne milyonların bilinçlendiğine dair kanaatimizi belirleyip, halkların kendi öz hareketliliği olarak kabul edelim?
Elinden teraziyi alıp bir kenara fırlattılar. Üzerindeki beyaz entariyi hoyratça çıkarttılar. Yok, yok hayır, buna çıkartmak denmez; vahşice parçaladılar.
Tunus ve Mısır' da başlayan halk hareketleri ve devrim sürecinin değerlendirilmesi...
Kurucu zihniyetin, söylem itibariyle halkçı ve fakat politik pratik açısından devlet merkezli ideolojisinin geleceği şekillendiren ve bu anlamda anti-demokratik bir içeriğe sahip olan bakışının günümüzde bile hâkimiyetini devam ettirdiğini iddia etmek yanlış olmaz. Dolayısıyla günümüzde bile, bireyin değil de devletin ön planda olduğu bir yönetim anlayışının demokratik bir
'Siyaset' gerçekten de günümüz demokrasisinin gereği, şartı ve sağlayıcısı mıdır? Beynimize kazınan siyaset ve demokrasi kavramları birbirini ne kadar karşılar?
Düşün dur...
Bu seçime de, geçmişteki her seçim gibi, gerçek bir demokrasi mantığından uzak; sadece kimi demokrasi kırıntılarıyla, halklarımızın gözlerini boyama oyunlarıyla giriliyor. Bu internet çağında halkları cahil ve saf yerine koymak, cehaletin ta kendisidir.
Bu ülkede ne vakit özgürlükçü hareketler azıcık filizlenmeye başlasa, sesler az biraz özgürlük için yükselse; yasakçı ve dayatmacı zihniyet ayağa kalkmakta ve “Bölünüyoruz, parçalıyorlar bizi, vatanı satıyorlar! Ayağa kalk ey ehl-i vatan!” feryatları ile korku pompalayıp, ortalığı velveleye veriyorlar.
Sunay Akın