Muhammed Rıdvan Kaya

Din

Hidayet ve İnsanlık: Allah'ın İradesi ve İnsan Seçimi Üzerine Bir Düşünce

İslam düşüncesinde hidayet, insanın doğru yola yönelmesi ve iman etmesi sürecidir. Ancak bu süreç, yalnızca Allahın iradesiyle şekillenir. Zuhruf Suresi'nin 40. ayetinde yer alan "Öyleyse sağır olanlara sen mi dinleteceksin veya kör olan ve açıkça bir sapıklık içinde bulunanı hidayete erdireceksin?" ifadesi, bu ilahi iradenin ve insanın seçme

Din

Gelenekçi Fıkıh Yaklaşımları ve Eşcinsellik Tartışmaları Üzerine Bir Analiz

İslami literatürde fıkıh, hayatın her alanında Müslümanların davranışlarını yönlendiren kurallar manzumesini oluşturur. Ancak tarih boyunca bazı konular, İslam hukukunun merkezinde yer alan bu alanın içinde dahi tartışmalı bir yer bulmuştur. Bu tartışmalardan biri, cennette eşcinselliğin var olup olamayacağına dair geçmişteki bazı gelenekçi fıkıh âlimlerinin görüşleridir. Günümüzde bu tür

Din

Modern Dünyada Cinsellik: Değersizlik ve Tüketim Üzerine

Modern çağ, bireylerin en temel zaaflarını ticari kazanç aracı haline getirmiştir. Bu süreç, özellikle cinselliğin metalaştırılmasıyla kendini göstermektedir. Ahlaki ve manevi sınırların hiçe sayıldığı bir dünya düzeni, insanı yaratanın koyduğu sınırlara meydan okuyarak toplumları derin bir buhrana sürüklemektedir. Bu makalede, cinselliğin tüketim toplumunda nasıl sömürüldüğünü, bu durumun sonuçlarını

Din

Sen Kimsin? Kuranın Yeterliliği ve Müminin Rehberi

Mümin, Rabbine olan teslimiyetini yalnızca Onun kitabıyla güçlendirir ve bu doğrultuda yolunu aydınlatır. Furkan Suresi 31. ayette geçen, Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter ifadesi, Kuranın insana rehber olma noktasındaki mutlak yeterliliğini vurgular. Ancak, tarih boyunca insanlar, Allahın indirdiği kitaba tam anlamıyla teslim olmayı bırakıp, araya başka

Din

Gelenek Dinleri ve Kur'an'ın Terk Edilişi

İnsanoğlu, tarih boyunca inanç arayışında farklı yönelimler sergilemiş; kimi zaman vahye dayalı bir inanç sistemine sarılmış, kimi zaman ise kültürel ve geleneksel unsurlarla harmanlanmış bir din anlayışı oluşturmuştur. Bu durum, geçmişte olduğu gibi günümüzde de devam eden bir sorundur. Arâf Suresi 138. ayeti, İsrailoğulları'nın Mısırdan kurtulduktan hemen sonra

Din

İslamı Kurandan Öğrenmek: Kültürel Miras ve Gerçek Bilgi Arasındaki Fark

İslam, dünya genelinde farklı kültürler, gelenekler ve mezhepler aracılığıyla öğretilmiş ve anlaşılmış bir dindir. Ancak birçok kişi, İslamı doğru ve derinlemesine öğrenmek yerine, çoğunlukla yaşadığı toplumun kültüründen, aile büyüklerinden veya sosyal çevresinden edindiği bilgilerle dini tanımaktadır. Bu durum, dinin özünden sapmaların ve yanlış anlamaların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.

Din

Cahiliye Kadını ve Cahiliye Erkeği: Toplumsal Bir Eleştiri

Günümüz toplumunda, "cahiliye" terimi genellikle bilgiden yoksunluğu, kültürel ve manevi boşluğu ifade etmek için kullanılır. Bu terim, bazen geçmişteki cahiliye dönemine atıfta bulunsa da, günümüzde de modern toplumun bazı kesimlerinde benzer bir "cahiliye yaşamı" ve anlayışı gözlemlenebilmektedir. Bu yazıda, "Cahiliye Kadını" ve "Cahiliye Erkeği" üzerinden, toplumsal eleştirilerin ve

Din

Cahiliye Toplumunu Terk Etmek: İslâmın Işığında Bir Yolculuk

Cahiliye toplumunun terk edilmesi, İslâmın özünü anlamak ve bu özle yaşamak adına bir zorunluluktur. Bu terk ediş, yalnızca dış dünyaya değil, aynı zamanda kişinin içsel dünyasına da bir dönüşümdür. İslâm, insana yalnızca maddi değil, aynı zamanda manevi bir değişimde önerir. Kuran'da, müminlere cahliliye hayatından uzak durmalarını tavsiye eden

Din

İnşaallah ve Âmin: Kur'ana ve Geleneksel İnançlara Dair Bir İnceleme

İslam, insanların hayatlarına rehberlik etmek amacıyla vahiy yoluyla gönderilen bir dindir. Bu dinin temel kaynağı Kur'an'dır. Ancak, zamanla geleneksel uygulamalar, bazı dini kavramların yanlış anlaşılmasına ve gereksiz yere eklemeler yapılmasına yol açmıştır. Bu yazıda, özellikle "İnşaAllah" ve "Âmin" ifadelerinin Kur'an'daki yerini ve geleneksel inançlarla olan ilişkisini inceleyeceğiz.

Din

Hidayet ve İnsanlık: Allah'ın İradesi ve İnsan Seçimi Üzerine Bir Düşünce

İslam düşüncesinde hidayet, insanın doğru yola yönelmesi ve iman etmesi sürecidir. Ancak bu süreç, yalnızca Allahın iradesiyle şekillenir. Zuhruf Suresi'nin 40. ayetinde yer alan "Öyleyse sağır olanlara sen mi dinleteceksin veya kör olan ve açıkça bir sapıklık içinde bulunanı hidayete erdireceksin?" ifadesi, bu ilahi iradenin ve insanın seçme

Din

Gelenekçi Fıkıh Yaklaşımları ve Eşcinsellik Tartışmaları Üzerine Bir Analiz

İslami literatürde fıkıh, hayatın her alanında Müslümanların davranışlarını yönlendiren kurallar manzumesini oluşturur. Ancak tarih boyunca bazı konular, İslam hukukunun merkezinde yer alan bu alanın içinde dahi tartışmalı bir yer bulmuştur. Bu tartışmalardan biri, cennette eşcinselliğin var olup olamayacağına dair geçmişteki bazı gelenekçi fıkıh âlimlerinin görüşleridir. Günümüzde bu tür

Din

Müminlerin Hatalarında Saklı Olan Hayırlar

Hata yapmak, insanın fıtratı gereği kaçınılmaz bir durumdur. İnsanın yaşadığı dünya imtihanlarla doludur ve bu süreçte yapılan hatalar, müminin kulluk bilincini artıran, ona yeni kapılar açan önemli bir unsurdur. Cahiliye toplumları hata yapmayı bir utanç kaynağı olarak görüp, hataları cezalandırma veya alay konusu etme eğilimindeyken, İslam ahlakında hata

Din

Halüsinasyon ve Dini İnançlardaki Sapmalar

İnsanlık tarihi boyunca metafizik ve gayb âlemi, insan zihnini en çok meşgul eden konuların başında gelmiştir. Ancak bu alan hakkında bilgi sahibi olmadan yapılan yorumlar, hem dinî hem de akılcı yaklaşımlar açısından sakıncalıdır. Özellikle müşrik ve münafık zihniyetin metafizik âleme dair çeşitli iddiaları, gerçek bilgi yerine zan ve

Din

Nebiler de Allahın Kuludur: Şirk ve Tevhid Üzerine Bir İnceleme

İnsanoğlunun tarih boyunca en büyük hatalarından biri, Allaha olan imanını zayıflatıp, Onun yüceliğini bir beşer üzerinden tanımlama çabasıdır. İlahi vahiylerle gönderilmiş resuller, Allahın birliğini ve varlığını tebliğ eden insanlardır; ancak insanlar bu elçilere olağanüstü sıfatlar yükleyerek onları ilahlaştırma eğiliminde bulunmuşlardır. Bu makalede, Hristiyan ve İslam gelenekçiliği üzerinden bu

Din

Modern Dünyada Cinsellik: Değersizlik ve Tüketim Üzerine

Modern çağ, bireylerin en temel zaaflarını ticari kazanç aracı haline getirmiştir. Bu süreç, özellikle cinselliğin metalaştırılmasıyla kendini göstermektedir. Ahlaki ve manevi sınırların hiçe sayıldığı bir dünya düzeni, insanı yaratanın koyduğu sınırlara meydan okuyarak toplumları derin bir buhrana sürüklemektedir. Bu makalede, cinselliğin tüketim toplumunda nasıl sömürüldüğünü, bu durumun sonuçlarını

Din

Sen Kimsin? Kuranın Yeterliliği ve Müminin Rehberi

Mümin, Rabbine olan teslimiyetini yalnızca Onun kitabıyla güçlendirir ve bu doğrultuda yolunu aydınlatır. Furkan Suresi 31. ayette geçen, Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter ifadesi, Kuranın insana rehber olma noktasındaki mutlak yeterliliğini vurgular. Ancak, tarih boyunca insanlar, Allahın indirdiği kitaba tam anlamıyla teslim olmayı bırakıp, araya başka

Din

Gelenek Dinleri ve Kur'an'ın Terk Edilişi

İnsanoğlu, tarih boyunca inanç arayışında farklı yönelimler sergilemiş; kimi zaman vahye dayalı bir inanç sistemine sarılmış, kimi zaman ise kültürel ve geleneksel unsurlarla harmanlanmış bir din anlayışı oluşturmuştur. Bu durum, geçmişte olduğu gibi günümüzde de devam eden bir sorundur. Arâf Suresi 138. ayeti, İsrailoğulları'nın Mısırdan kurtulduktan hemen sonra

Din

Kuran Merkezli İslam: Hakikatin Tek Rehberi

İslam, insanlığa gönderilmiş en son ve evrensel mesajdır. Bu mesaj, Kuran ile doğrudan Allahtan gelmiş ve insanlara doğru yolu göstermiştir. Ancak tarih boyunca çeşitli ekoller, mezhepler ve yorumlar, İslamın özünden uzaklaşmasına neden olmuştur. Bu yazıda, mezheplerin İslam adına ortaya koyduğu uygulamaların yanlışlığını ve Kuranın, İslamın tek ve yeterli

Din

Nebimiz Muhammedin Okuma Yazma Bildiğine Dair Kuran Temelli Bir Yaklaşım

Geleneksel İslami anlayışın birçok konuda olduğu gibi Nebimiz Muhammedin okuma yazma bilip bilmediği meselesinde de Kuranın merkezinden uzaklaşarak rivayet kültürüne dayandığı bir gerçektir. Bu makalede, Nebimiz Muhammedin okuma yazma bildiğine dair Kurandan deliller sunulacak, gelenekçi iddiaların mantıksal ve metinsel çelişkileri gözler önüne serilecektir. Gelenekçiler, Kuranda geçen ümmi kelimesini

Başa Dön