Yaşamdan Kesitler
Yarın yok olup gittiğimiz de şefaatçi lazımsa uzakta aramaya gerek yok.
İşte yanı başımızda cennetin anahtarı.
"Doğruluk, çamaşır ipinde asılı bir çarşaf gibidir; rüzgar onu nereye savurursa oraya gider." - Mark Twain"
"Doğruluk, çamaşır ipinde asılı bir çarşaf gibidir; rüzgar onu nereye savurursa oraya gider." - Mark Twain"
Yarın yok olup gittiğimiz de şefaatçi lazımsa uzakta aramaya gerek yok.
İşte yanı başımızda cennetin anahtarı.
canımızı yakan terör belasına çözüm önerileri
Bu yaşanan bir İktidar Savaşıdır. Aşkta ve savaşta her şey mubahtır. İşte bu nedenle Türk halkının da bütün diğer dünya hakları gibi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar tarafından kandırılması, suiistimal edilmesi, din dahil her kutsal duygu ve değerinin, inancının amaç doğrultusunda kullanılması mubahtır.
Ben seni özlemeye dayanamazken, hasretini taşımak çok ağır geldi. Bu kadar güçsüz olduğumu hiç bilmiyordum. Susar kalırdım ya seni seviyorumlarına, aşkım, bitanem, çiçeğimlerine bak şimdi susamıyorum. Hasretine akıyorum..
Cenazeler illa camiden kalkacak diye bir kural yoktur. Her isteyen yurttaş herhangi bir dine veya din adamına danışmaya mecbur kalmadan cenazesini istediği şekilde, istediği yerde, kendi inanışına veya ölmüş olan kişinin vasiyetine göre özgürce kaldırabilmelidir.
Cumartesi bugün. Çocuk olmak isterdim en çok, hiç büyümeyen asla büyümek adına bir gelişme göstermeyen bir çocuk, yahut bir deli.
Güvenlik kuvvetleri, güvenlik şeritleriyle olay yerinden geçişleri engellediler. Rabbiş teyzemin olay yerinde kalan çantası ayrıca, güvenlik şeridi içine alındı. Güvenlik önlemi çanta etrafında özellikle yoğunlaştırıldı. Ve bomba uzmanı beklendi bir süre. Sonunda astronot giyim ve donanımını anıştıran bir görüntü ile bomba uzmanı ortaya çıkınca, kalabalıktan bir-iki bildik sloganla
Büyüdük bak bu yüzden daha kolay oluyor unutmak. En çok kulaklarım hassaslaştı, duymaya çalışıyorlar herşeyi, ama biraz saçma bu, neden duymalılar ki herşeyi.
Korkarım bu ateş hepimize dokunur!...
Hala Adeviyye Meydanında çarpmıyorsa kalbimiz,
Uykularımız kaçmıyorsa
Donatılmış iftar sofralarında iştahımız kesilmiyorsa bizden bir sorun var demektir.
İktidar tarafından ucube olarak tanımlanan ‘İnsanlık Anıtı’nın kafası, yıkım işçileri tarafından tekbir getirilerek kesildi. Kesimden önce heykelin baş kısmı vince bağlandı. Ardından elmas kesme makinesiyle heykelin boynuna özel çelik halat geçirildi. Heykelin başının kesilmesi sırasında işçilerin “Allahuekber” demesi dikkat çekti. 27.04.2011 (http://www.gazetesok.com)
Ölüm haberleri yalan olmuyor.
İnşallah sosyal paylaşımcıların, bu konuda yazıp paylaştıkları yalan çıkar ve Birand, akşam ana haber bültenlerinde; “eee… çocuklar benim için, “öldü” haberini yapmışlar… eee ben de inanmıştım önce ama eee.. gördüğünüz gibi buradayım…” diyerek henüz ölmediğini duyurur ama…
Minibüstekilerden sızıldanmalar yükseldi. Ayıp yahu, şu günde de yapılacak şey mi? dediğini duydu birisinin. Böyle şeylerin günü de mi varmış? diye düşündü kız. Yeşil gözlü, kıza bir adım daha yaklaştı. Yakasına yapıştı. Korktu kız, hem de çok. O zaman yaşlı adam kalktı yerinden.
Son dakikada, ilçemizin il olduğunu ben de sizler gibi Bayındır’da dağıtılan bir gazeteden öğrendim. Hayretle karşılasam da çok sevindim. İl olmak güzel ama kendi adımızı taşıyan bir il olmak daha güzel olurdu. Nevşehir zaten var olan bir ilimiz. Aynı ismi kullanmak yerine Bayındır ili olmak en güzeliydi ama
Günün gecesinde, sevişecek insanlar. Ama hazla ama tiksintiyle. Kendilerine yabancı bedenler, nasıl bir olabilir bir başkasınınkiyle? Ama olacak. Olacak ve yeni yaşamların tohumları atılacak. Yeni ve daha yeşil olacak neslin tohumları.
Burada, denizin dalgalarını ondan ayrı bir şey olduğuna inanarak yaşayan insanlar var; oysa o biliyor: Denizin ta kendisidir dalgalar! Daha ne demeli ki! Bunun üzerine bir sigara yakarım ben, ve sonra gemileri..