Erzurum Balı 4. Bölüm
Issız adaya düşsem başımı kaldırıp bakarım ama elimi uzatıp koparmam...
"Yağmurun altında ıslanmak, kuru bir hayat sürenlerin hayalidir." - Bilge Karasu"
"Yağmurun altında ıslanmak, kuru bir hayat sürenlerin hayalidir." - Bilge Karasu"
Issız adaya düşsem başımı kaldırıp bakarım ama elimi uzatıp koparmam...
Merhaba. İslama Sonradan Sokulan Bazı Şeyler olabilir mi ? , yazımı değerlendirmenizi rica ederim .
YZ
Dünya olarak geçtiğimiz zor süreci özetleyen bir anlatı.
Enis Batur
Başbakan; Balyoz Davasında 18 yıl ceza alan yoğun bakımdaki Orgeneral E. Saygun’u ziyaret etmiş, üsdelik bi de elini tutmuş.
Leyla bana dua eder. Ey Züleyha sen ise iyi toprak atarsın. Şimdi söyle ey Züleyha hanginiz beni aşka gömer.
Ben Leyla'yı içimdeki kuyulara attım. Sen git Yusuf yüzlüleri kuyulardan kurtar. Bana ip atma, sana bağlanamam. Leyla'nın göz çukurlarından çıkamam.
Ben Leyla'nın gözünün içindeki rengim.
Mutlu bir yaşam, huzur dolu bir yuva ister... Ailesine bağlıdır. Eşini sayar. Kendini onlara adar
Özgür değildir istese de
Gece dışarı çıkamaz tek başına, gezemez, tozamaz istese de Dilediği gibi yaşayamaz kırk yaşına gelse de Söz olur, göz olur, dedikodu olur, vuruverirler damgayı, bakmaz
\*\* Sesini dinlemek için kafes içinde bülbül alanlar, oldu olacak bari kafes içine bir de gül saksısı koysaydınız!\*\* Senin acıların beni acıtmıyorsa, benimkiler de seni acıtmıyorsa, aşk yaşıyoruz diye kendimizi boşu boşuna kandırmayalım.
Bazen mavi, bazen mor renge dönüşüyorum. Sonra hayatın griliğinde kayboluyorum. Aşk hayatın griliğine karşı koymaktır. Aşkı kaybettiğimde renklerimi yitiriyorum. İşte sizlere aşka dair renkli sözler: Sana kök salsam. Sen de erik çiçeği gibi açsan. Çiçeği burnunda aşk yaşasak. Hızla düşen uçak gibi senin yüreğine düşsem. Senin için nasıl
Bu aziz millet dersine çok iyi çalışmış.
Bu millet Tunus’u görmüş…
Mısır’ı görmüş.
Libya’yı görmüş.
Bu millet Suriye’yi, Bahreyn’i görmüş…
Nerden aklıma geldi ben de bilmiyom. O hırsla sordum Memet Amca’na: “Sen gençliğinde rakıyı sulu mu içerdin, susuz mu? dedim. “Gece yarısı ne rakısı be gadın! Ben de, rakıya gafayı dakanların ne halt yediklerini, yerken de yanında su içip içmediklerini gerçekden çok merak ediyom.” dedi. Homurdana homurdana, arkasını
Kırgınlık değil, seni acıtan boşluktur. Hayal kırıklığı. Hayalmiş çünkü.
Mahir Ünsal Eriş