Usta Oyuncu Oktay Gürsoy"la "Öyle Sevdim ki Seni" Filmi Üzerine…
“Oyunculuk magazinlerde, ya da gece kulüplerinde boy göstermek değildir…”
"“Kitaplar, okumaya zaman bulamayanlar için yazılmıştır; çünkü gerçek bilgi, uykusuz kalanların ödülüdür.” — Umberto Eco"
"“Kitaplar, okumaya zaman bulamayanlar için yazılmıştır; çünkü gerçek bilgi, uykusuz kalanların ödülüdür.” — Umberto Eco"
“Oyunculuk magazinlerde, ya da gece kulüplerinde boy göstermek değildir…”
\*Merak, öğrenmek isteyen bilgi yolunu aydınlatan bir el feneridir. Ancak bu ışığı takip eden bilgi yolunda ilerleyebilir.
\*Hayal kuramayan insan, susuz kalmış bir tarla gibidir. Ürün vermesine verir; ama ne kadar?
\*Bana dünyayı kimin zindan ettiğini sorsalar; hemen şu cevabı verirdim: Hatalardan korkmamı söyleyenler
Suların yokuşa aktığı zamanlarda en çok naz bulutunun busesine ihtiyaç duyar dudaklar. Hayaller buğulanır, naz bulutu berraklaşır. İnce belliler dolar boşalır
Geri dönmeyi istemeden verilen hayatlardır arzulanan.
“Ey şehir!” dedim.
Biliyorum benim çocukluğumu, gençliğimi ve buraya kadar yaşayabildiğim ömrümü sana verdim, sana verdiğim kayıp yıllarımı geri vermeyeceksin.
Sevgimi, heyecanımı, bitmez tükenmez sandığım o enerji dolu günlerimi, çocukça coşkularımı, sevinçlerimi/hatta acılarımı bile geri vermeyeceksin, biliyorum.
Vermeyeceğini bile bile -şu fani
https://www.youtube.com/watch?v=beUVWgpPghE&list=RDbeUVWgpPghE
Tam çemberi döneceğim... Gözüm ister istemez çemberin etrafını belirli aralıklarla saran, siyah yelekli 3-5 bayana takılıyor. Kara yeleklerinin üzerinde, beyaz yazılarla yazılmış sloganlar var. Gözüm ister istemez bu yazılara takılıyor... Okumaya başlıyorum...
Hepimiz etkilenimlerimizin bütünüyüz. Bildiğimizi iddia ettiğimiz anda öğrenmeye karşı direnç göstermiş oluruz. Oysa karşımızdakinin söylediklerini iyi analiz etmiş olsak anlayabiliriz. Çünkü en doğru bilinenlerde dahi yanlışlar en yanlış kabul edilenlerde dahi doğruluk payları vardır.
Sen bir liderin doğduğu yersin. Sen uzakların türküsü, geçmişin sesisin. Ey Kemal şehri ey! Leylim ley!
O yıllar, müthiş bir bavul turizmi de vardı Mağusa’da. Sokaklar, ticarethaneler hep insan kaynıyordu. Ellerinde bavullarla gezenler, köşebaşlarını mesken tutmuş bavul dizenlerle doluydu. Görüntü olarak belki hoş olmasa da en azından insan kaynıyordu. Canlılık vardı. Mağusa’nın bu günkü hali, doğrusu o günleri bile aratıyor...
Bunun dışında