• İzEdebiyat > Öykü > Bireysel |
381
|
|
|
|
Siyah bir noktayım, bunca noktalar arasında, bunca kalabalık arasında yanlızca daha bir koyu daha bir acı, bu yüzden akordum bozuk. Bunca yazılan yarım. Kimim neyim sorusunun dayanılmaz gerginliğini, kentlerin orta yerinde yaşamak ve çaresiz bu çılgınlığa katlanmak.... |
|
382
|
|
|
|
YAŞANTIMDAN KENDİMDEN BAHİSLERİM... |
|
383
|
|
|
|
İnsan hep sonsuza dek yaşıyacağını sanır ama kapı çalındığında gelen azraildir. işte o an anlarki film bitmiştir. Geriye dönüpte hiçbirşey telafi edilemeyecektir.Tek yol ... |
|
384
|
|
|
|
Hayat'ın Ne Kadarı Gerçek |
|
385
|
|
|
|
birbiri içinden geçen yaşamlarımız. mikro ve makro kosmosun bizde bıraktıkları |
|
386
|
|
387
|
|
|
|
anlamsız savaşlarımız anlamsız barışlarımız
hükmü olmayan direnişlerimiz
inaatlarımız var
mutluluk nedir diye sorgulamak istedigimizde ise
kısa ve net cevap mutluyum hacı ya oluyor
|
|
388
|
|
|
|
İstemeyerek de olsa doktorun odasına girdiğinde “Neden buradayım?” sorusu vardı hâlâ aklında. |
|
389
|
|
|
|
Bu mevsimde bizim oralarda güneş pırıl pırıl parlar; bulutlar yükseklerde, çok yükseklerde uçuş uçuştur, dans eder; hava iğdelerle, ıtırlarla mis gibi kokar, demeyi ne çok isterdim..
Tabiat benim için artık makinelerin yıkımından kurtulabilmiş, ya da ticaret amacı güden makineleşmiş tarımın yeknesak hâle getirmediği “kırlar”ı seyrederken düşüncelere daldığım ve hafta sonları kaçıp sığınacağım bir yer olmuştur. |
|
390
|
|
|
|
Ticaret Şefi Bora ve memurlar, bürodaki sıradan işlerle meşguldüler.
|
|
391
|
|
|
|
Eski siyah-beyaz bir fotoğrafın ardına gizlediği küçük çocuk hüznünü aradı, bir yanıyla eski, bir yanıyla yeni ışıklı gece şehrinin içinde. Uykusuzluğu yola çıktı ilkin bu arayışta. |
|
392
|
|
|
|
İşte sıcak bir temmuz... Geceleri cırcır böceklerinin öttüğü, damlara düşecek gibi yakın duran yıldızların parlaklığını gösteren berrak gecelere, gündüzleri ırgatların erkenden kalkıp bahçelere meyve toplamaya gittiği günlere sahip sıcak bir temmuz. Genç kadının her sene iple çekmiş olduğu bir temmuz daha. Gurbetten kocası ve üç çocuğuyla mis gibi toprağına, mis kokan sevdiklerine kavuşacağı günlere sahip bir temmuz olacaktı bu temmuz. Yaz mevsimleri içinde bu güne kadar en sevdiği mevsim olan temmuzdan böylesine nefret edeceği aklına gelir miydi genç kadının? |
|
393
|
|
|
|
yaşı yoktur sevmenin/sevilmenin.yedisinde yetmişinde sever insan .sevgi bekler her zaman.kalır sürekli ukdesinde; Korkar adeta unutulmaktan...sevmek/sevgiyi paylaşmak adına... |
|
394
|
|
|
|
“Yasam yolumuzun ortasında karanlık bir ormanda buldum kendimi, çünkü dogru yol yitmisti.” |
|
395
|
|
|
|
“ Baay...” diye el sallamasaydı , değil ayağa kalkmak kolunu bile kaldıramayacaktı. Kucağından fırça düştü. Ayağıyla boya sandığını iteledi. “Hello...” diye fısıldadı. Gözleri doldu dolacak... ‘Baay’mı demeliydi? Hangisi doğru? El salladı : “ Hello...” Onu dönemeçte yitirene dek eli sallandı , sallandı.
|
|
396
|
|
|
|
Gözlerim tavana dikildi,kendimi Faruk Nafiz Çamlıbel'in |
|
397
|
|
398
|
|
|
|
En kısa ve yazarken en çok keyif aldığım yazım olma özelliğinden başka bir özellik daha; içinde kadın yok...
|
|
399
|
|
400
|
|
|
|
Kollarını kaşıdı. Bakmayı unuttuğunu farketmiş gibi aniden döndü, kedilere baktı. Bir şeyler mırıldandı. Tekrar yanıma geldi.
-Simit vereyim, abi? Çok taze.
-İyi hadi ver bir tane. |
|