İngiltere'de Kurulan İslam Şeriatı Mahkemeleri
Merhaba. İngiltere'de Kurulan İslam Şeriatı Mahkemeleri , başlıklı yazımı görüşlerinize sunarım.
Merhaba. İngiltere'de Kurulan İslam Şeriatı Mahkemeleri , başlıklı yazımı görüşlerinize sunarım.
Biz millet olarak lüks otomobillerle dolaşmaya, tesettürlü haşemalı ucubeliklerle plajlara çöreklenmeye, kentlerin çirkin gökdelenlerine tıkışıp kapı önlerine kokmuş pabuçlarını yığmaya, oraları güya «modernize» ederek yaşanmaz hale getirmeye bayılırız. Zengini ve fakirimizle çapulcu güruhundan farkımız yoktur, kentlisiyle köylüsüyle halkımız zır cahildir...
Kim bu vatan hainleri? Kendi keselerini dolduranlar mı? Milletin çocuklarını ölüme yollayıp vatan sağ olsun sloganı atanlar mı? Legal yolları hazırlayıp banka soyanlar mı? Ayakkabı kutularında dolar bulundurup sadaka aldıklarını söyleyenler mi?
Merhaba. Hükümetin Teşkili Hakkında Bir Öneri başlıklı yazımı yorumlarına sunarım .
Kalkmis diyor ki buraya laleleri, muzeleri gormeye gelebilirsin ama propaganda yapma diyor. Sana ne! Sana ne ya! Sen kimsin ki?
Toplumdaki çürümüşlük hukuka da sirayet ederse, (ki mukadderdir, eder) toplum tamamen çamur deryası içinde debelenir ve kendi kendini yönetmekten aciz duruma düşer...
Türkiye yetkililerinin biraz tarih bilinci ve birazda siyasetteki gerçeklere saygıları olsaydı, özellikle bölge toplumlarının kaderlerini 1500 yıllarından günümüze kadar Avrupa ve Rusya gibi devletlerin belirlediklerini bilip, ona göre kendilerini geliştirmeleri gerekirdi.
"İsrail hükümetinin çabalarının Fransada siyasal destek bulması kaygı vericidir. Fransa Meclisini Antisemitizm ve her türlü ırkçılıkla mücadele etmeye, ancak İsrailin işgal ve ilhak etme programına karşı çıkmaya davet ediyoruz. (İsrail ve değişik ülkelerden 127 Yahudi akademisyenin tasarı yasalaşmadan önce Macron'a gönderdikleri mektuptan bir bölüm.)
Önce Timisi’nin kahvesine oturduk. Masalar okey oynayan vatandaşlarla dolu. Bizi gören sevgiyle karşılıyor. “Hoş Geldiniz” diyerek yanımıza oturuyor. Ve tabii gündem kendiliğinden geliyor: Seçim.
Değişik görüşler var: “Hocam, bu seçimi İsmail Arter alır” diyor biri. Neden diye soruyorum:
Aynı bayrak altında yaşadığı halde komşusuna karşı terör eylemine kalkışan aşiret düzlemindeki etnik gruplar insancıl ve devrimci olamazlar. Onlar, gerici ve ırkçı yapıları gereği, ancak faşizme, teröre ve küresel güçlere sığınarak hareket etmek zorundadırlar. Kukla ve maşadırlar. O halde, Türkiyedeki etnik grupların ayrılıkçı eylem ve söylemlerinin tarihi küresel
Kuşkusuz SYRİZA'nın işi zor. Kapitalizm canavarının tuzakları, dümenleri pek çok. Onlar çocukları doğmadan boğmayı iyi bilirler. Ne var ki insanlık da boğulmakla tükenmiyor, sürekli kurtuluşun yolunu aramaktan vazgeçmiyor.
Ahmakça yaşayış insanı cahilleştirir.
Öylesinin dağarcığını boş sanma, rüzgârla doludur! diyor Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî
Türkiye’de seçim dönemi yaklaşınca herkes, siyasi düşüncelerini de bu sitelerde paylaşmaya başladı. Olumlu ya da olumsuz. Herkes bir şeyler söyledi. Bana göre bu gayet normal, gayet doğru ve güzel bir yaklaşım tarzı. Herkesin bunu hoş karşılamasını beklerdim. Oysa ilk tepki Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Ve “İnsanımızı
Günlerdir gözümün önünde çift çift, lodos poyraz, yağmur çamur demeden kavgasız gürültüsüz, sakin sakin avlanan, kendi aralarında doyumsuz, bitmez sohbetlerini sürdüren flamingolarla şu mağrur, vurdum duymaz, hazır lopçu balıkçılları anlatmaya kalkışıyorum. Olmuyor.
"Onların, insanların, kendimin aşk meşk hallerini, içsel yolculuklarımı, anacığımın nice çileyle yoğrulmuş ömründe Arafa
Bizim okur yazar olmayan ya da çok az okuma yazma bilen Anadolu insanının Amerikaya verdikleri isim Emelikan. Ne de güzel bozmuş kelimeyi ve gerçek anlamına yakıştırmış, değil mi?
Arap Baharı diye başlayan süreç, Tunus, Mısır ve Libya diktatörlerini götürdü ama Suriyede ters tepti ve iki yüz bin kadar insan öldü
İsrailli tarihçi Prof. İlan Pappe Siyonizmi yerleşimci bir sömürge hareketi olarak tanımlar: Kurucuları, kendilerine bir devlet kurmak isteyen Avrupalı Yahudilerdir. Genel sorunsal bir devlet kurmak için başka insanların yaşadığı toprakları seçmiş olmalarıdır. Aynı ilk yerleşimci Amerikalıların yerlilere yaptığı gibi Siyonistler de Filistin halkına benzer biçimde soykırım uyguladılar. 1948
Onlarca yıl ülkemizin çocukları da, birbirine kırdırıldı. Ateş düştüğü yeri yaktı hep, nice ocak söndü. Köyler bombalandı, boşaltıldı, insanlar yerinden yurdundan edildi. Şehirler göç edenlerle doldu, göçün yarattığı sorunlar yaşandı, yaşanmakta.
Ayrı devlet, demokratik özerklik, federatif yapı derken, şimdilik üniter devlette pazarlık bağlandı. Bizim sınırlar, Misakı
İçimden haykırmak geliyor: Yuh, yani bir Fransız gibi de mi olamayacağız! diye
Solcusuyla, sağcısıyla, köylüsüyle, şehirlisiyle, inananı, tereddüt edeniyle beklenen insandı Tayyip Erdoğan. İstanbulu çöplükten almış şehirleştirmiş, kokmak üzere olan insanlara en lazım olanı; suyu getirmişti. İstanbul kurtulmuşsa Türkiye de kurtulabilirdi pislik ve düzenbazlıklardan.