Vildan Sevil

Referandum Gününden Hoş Sedalar

Komşum, tarla kuşu gibidir. Sandıklar açılır açılmaz oyunu kullanıp gelmiş. Oldukça yaşlı bir hanımla karşılaştığını, oracıkta kısa bir söyleşi yaptıklarını anlattı. Belli ki hanım da yazlıkçılardan ya da buralı ama olağan programı dışında gelmiş. Belki de geri dönecek.

Birgün Ben, Belki Bir Sığırcık Kolonisinin İçinde, Belki Yıldızlarla Birlikte Göklerde

Ak kanatlı, kara kanatlı, büyüklü küçüklü tüm kuşlar Sığırcıklar, kartallar, kırlangıçlar, naif serçeler, gözüpek kargalar, yaban kazları, turnalar, gururlu flamingolar, tepelikli ispinozlar, sakalar, şarkıcı bülbüller, çalıkuşları, atmacalar, doğanlar, baykuşlar, yarasalar, karatavuklar, ötleğenler, şımarık sinekkapanlar, toygarlar... Tanıdık tanımadık nice kuş sürüsü, ürktü, kaçışıyor...
Göz pınarlarım bir çağlayan.

18 Mart 1915. Çanakkale O Gün Geçilmedi. Ya Bugün?

1990lı yıllarda, oğlumun okuluna, Galatasaray Lisesine gittikçe o kocaman tablonun önünde durmadan geçemezdim. Çok uzun bir liste vardı o tabloda.
Oğlum gibi genceciktiler. Ülkeye nice aydın, devlet adamı yetiştirmiş, Mekteb-i Sultani (Galatasaray Sultanisi-Galatasaray Lisesi) öğrencileri, gönüllü olarak savaşa gitmişler, bir daha geri dönememişlerdi.

Almanya, Hollanda, Türkiye Gerginliği ve Ah Şu Benim Şeytan

Büyük abimiz Trump bile dünyanın bu haline şaşırmış; finans, hizmet, sanayi rüzgârlarının çatışmasında, henüz demir atamaz, yol alamaz hale gelmiş gemi gibi okyanusun ortasında kendi ekseninde dönüp duruyor. Merhemi olsa kendi başına sürecek. Şimdilik ondan hayır geleceğe benzemiyor. Obama da giderayak Hop dedik, haddini bil! dememiş miydi o

Bir 8 Mart Daha Geçti, Ama Nasıl Geçti?

Homerosun bin pınarlı İdasını (Kaz Dağları) ve Madra Dağlarını aşarak gelen şiddetli yağış altında, kapalı ve açık yerlerde yapılan çeşitli etkinliklerle, güzeller güzeli Edremit Körfezi boyunca yer alan yerleşim yerlerinde de 8 Mart unutulmadı elbette.

Değerli Atilla Karaduman Bey, Gerçekten "8 Marta Lanet Olsun" Mu?

Bu cümleleri neden yazdığınıza epeyce kafa yordum. Kadın olmadığınıza göre kutlama size değil, gazetenize, kadın okurlarınıza gelmiştir. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemez işadamları. Büyük olasılıkla ilan vermişlerdir. Gazetede ilan göremediğime göre ilanı almak yerine, sosyalizmle yeni tanışan gencecik bir insanın duygusal tepkisiyle Alın paranızı da.. deyip bu yazıyı

İlk Sosyalist Muhtar Fevzi Ağabey

Onu, işte bu 1970'li yılların ateş çemberinde, eylem birliği toplantılarında, dayanışma ziyaretlerinde tanımıştım.
12 Eylülün işkenceli, cezaevli yıllarını aştıktan sonra kimi toplantılarda rastlaşmış, dertleşmiştik.

"Harf İnkılabı Köpekliktir"... Bebelerden Dedelere, Ninelere Osmanlıca da Osmanlıca...

Şimdi, Leh yazar Sienkiewicz'in ünlü romanı Quo Vadis?'in sayfalarını çevirelim.
Aziz Petrus'un, Roma'dan Neron'un zulmü yüzünden kaçarken çoktan çarmıha gerilmiş İsa'ya rastladığında, şaşkınlıkla sorduğu soruyu hem yönetenlere, hem yönetilenlere soralım:
Petrus: "Quo Vadis?" (Nereye gidiyorsun?)
İsa: "Roma'ya, yeni baştan çarmıha gerilmeye gidiyorum

Başa Dön