
Mudurnu Fatman Nine'nin Günlüğü - 20
Aycık da Ben Bulaşıkçılık Yapayım
Aycık da Ben Bulaşıkçılık Yapayım
Bir hedefi olmalı insanın Yaşamayı sevmeli her şeyden önce
Riyakâr olmamalı Sevgiyle yaklaşmalı herkese ve her şeye
Önünde bir hedef belirlemeli Karar verip dönmemeli yolundan
Israrlı olmalı İnat olmalı Hırslı ve kararlı olmalı
Yasadigim su guzel ada hakkinda binbir tane sey soylediler Kimi cok fazla kalma, korelirsin dedi. Kimi tatil yeri orasi, gercek hayatta bunaltici dedi. Kimiyse haydi yine iyisin alkol ucuzmus orada bak keyfine dedi. Her birey, her farkli kafa bir sey dedi de dedi fakat hicbiri gercek anlamda goremedi
Aycık da Ben Bulaşıkçılık Yapayım
Hossuko’nun bahsettiği haber mi acaba?
“İçerisi yarılarak bomba yerleştirilen odunlar evdeki sobada patladı. 2’si ağır 7 kişi yaralanırken evde büyük hasar meydana geldi. Jandarma, odunlukta da bomba ile tuzaklanmış başka odunlar ile bir matkap buldu. Soruşturma derinleştirilerek sürdürülüyor.”
Vay be Hossuko dalga geçmemiş demek…
Yağmurluğun kapüşonunda ince bir tıpırtı… Çok güzel ama acayip keyifli… Sokağın kenarından caddeye doğru çatılardan inen, yollarda biriken sular ince bir dere olmuş akıyor. Tertemiz, berrak.. Her taraf ıslak çimen kokuyor, ağaç kabuğu gibi başka bir şey daha…
Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin suladığı ovalar çok verimlidir. Bu özellikleri nedeniyle adanada bir çok medeniyetler kurulmuştur.
\*-Görmeyen bir göze göstermeye, duymayan bir kulağa duyurmaya, anlamayan bir kafaya anlatmaya boşuna uğraşıp da zamanını kaybetme. Bırak kör, sağır ve beyinsiz kalsın\*-Gevezeler, bilgi düşmanıdır; öğrenemedikleri için başkalarının da öğrenmesini engellemeye çalışırlar.\*-Gideceğin yeri kimseye söyleme. Yanılıp da söylersen, senden önce oraya varanlar olduğunu gördüğünde de şaşırma.\*-Eyleme dönüşmeyen bilginin,
kendi başına dünyanın pusularına direnen sporcu o. o bir savaşçı. dövüşmek hayatla tek konuşması. sözleri yumruk gibi, tekme gibi. beden dilini konuşturan bir sporcu o. elleri ve ayakları yürek çarpması gibi. vurdukça elleri ve ayakları hayatın pusularına sisler dağılmakta.
Genelde tatil denilince derslerden uzak kalmak, kitapları bir yana bırakmak, gazete ve dergilere asla bakmamak, geç saatlere kadar oyalanmak, gezmek tozmak, gecenin ilerleyen vakitlerine kadar uykusuz kalmak ve ertesi günü de geç vakitlere kadar yataktan kalkmamak olarak değerlendirilir. Oysa bu çok yanlış bir düşüncedir.
\*-Beden yorgunluğu, gönül yorgunluğunun yanında nedir ki? Bedeni birkaç dakikada, saatte; ya da günde dinlendirirsin. Ama gönül yorgunluğu bazen yıllarca sürer, bazen de bir ömür boyu.\*-Benimle dilinle değil, yüreğinle konuş; bedeninle değil, gözlerinle seviş.\*-Boşuna inleme, isyan etme! Acı çekmek âşığın alınyazısıdır.\*-Büyük bir aşk, büyük bir sevgi mi istiyorsun?
O yıllarda TRT de oynayan Amerikan dizi ve filmlerinde sizin de dikkatinizi çekmiştir mutlaka, oyuncular birbirlerinin suratlarına yaş pasta fırlatırlardı... Biz de, bizim filmlerde olmaz böyle şeyler derdik. Garibimize giderdi o sahneler, o fırlatılan pastalar birer nimetti bizim için, hala da öyledir.