Sevgi Sihirdir
Sevgi evrenseldir. Sevgi akar, yerini bulur... Sevgi yeniler.. Sevgi iyileştirir.
İlaçlardan, psikologlardan çok daha önemli bir güçtür...
Sevgi ilaçtır... Sevgi sihirdir.
Sevgi evrenseldir. Sevgi akar, yerini bulur... Sevgi yeniler.. Sevgi iyileştirir.
İlaçlardan, psikologlardan çok daha önemli bir güçtür...
Sevgi ilaçtır... Sevgi sihirdir.
Ey insanlık,yeni yılda at üzerinden tüm zalimliklerini.Çıkart üzerinden masum kanıyla yıkanmış elbiselerini.çıplak kal ve öyle dolaş.anadan doğduğun gibi saf ve temiz ol.
Yukarda kısaca değinmeye çalıştığımız felsefenin kaygıya bakışında temelde varoluş ve din vurgusu ön plana çıkmaktadır. Sonuçta kaygı bireyde varlığını sürekli korumaktadır. Kaygı-insan özdeşliğini anlatan, ilk haliyle Hyginus tarafından kaleme alınan bir masalla bu bölümü sonlandıralım.
Evet, düğün mevsimi başladı. Evlenecek olanlara mutlulukların daim olmasını diliyorum. Fakat havai fişek gösterisinin bu mutluluk üzerine hiçbir katkısı olacağını sanmıyorum. Bugünkü şartlarda evlilikleri mutlu bir şekilde devam edip 25. ve 50. yıllara ulaşırlarsa işte o zaman havai fişek gösterisi yapmalı insan.
düşünmek lazım bizim merakımız neyedir diye, eğer merak alanımızı tespit edersek, nasıl kişiliğe sahip olduğumuzu da ortaya çıkarmış olacağız.
Bodruma doydum desem sokakları denize çıkmayan bir şehirde yaşayan olarak maviliklere doymak pek de mümkün değil ama Bodrum da rantçı insanlar çok yordu beni çok ve eski tadı alamıyorum maalesef.
Zamanın ruhunu iyi okuyanlar hemen hemen artık hiç bir ideolojinin yerinde kalmadığını bilirler.Çünkü Zamanın kendisi bir ideoloji olmuştur.Bu baş döndürücü insan manzarasında hangi insanı Moda,sanat,trend,takip ettiği konular hakkında bir ideoloji hapsetmek artık mümkün değildir.
Alışveriş merkezinin yürüyen merdivenlerinden yukarı doğru çıkıyorum. Bir anlığına müşterisine siyah paltoyu satmaya çalışan sarışınla göz göze geliyorum. Hatun kişi gayet tatlı ama sesindeki farklılığı ve hareketlerindeki anlamsızlığı yürüyen merdivenlerden bile fark edebiliyorum
Zaman, acılarımızın aktığı nehirdir bir bakıma. Bu nehrin yanı başındaki bir ağacın altına oturup, Nirvanaya ulaşmayı bekleyebilir insan; ama bu hissizlikten medet ummaktan başka nedir ki? Oysa insanı gerçek anlamda acılarının esaretinden kurtaracak olan, acılarından kaçmak değil, tersine onlarla savaşmaktır.
İnsan, acılarını yenmeyi, kazanarak bilmelidir.
Bu yazının büyük bir bölümü, darbe girişimin ertesindeki Pazar günü yazıldı. Öyküye dayalı yazılarımı bir hafta kadar bekletir, olgunlaştıktan sonra sitelere asardım. Bu yazımı da, Yanılgıya düşebilirim, olasılığını da göz önünde tutarak bir hafta sonraya erteledim.
Aklın kustahligi ve birey lüks çıkarımı birleşince vicdan sömürgecilerin ortaya çıkması beklenen olasiliklardan yalnızca biriydi.
...Atatürk, insanlara özgürlük verdi, İslam ülkelerindeki gibi yasaklardan bunalıp üstlendikleri sıfata rağmen, içinde bulundukları duruma riya katan insanların olduğu bir toplum istemedi. Bırakın, insanlar istediği gibi yaşasın, sonuçta onları değerlendirecek olan Allah'tır, doğrusunu, yanlışını, hatasını Allah bilir. Tabi ki gönül ister ki herkes hakikati seçsin. Yine de insanlar
Ben insanın farklılaşmış bir hayvan türü mü yoksa yaradılış hikâyesinin kanıtı mı olduğu hususunda bir tartışmaya girmektense, insana, hayvandan farklılığının sonucu ve göstergesi olarak bulunduğu yerden bakmanın en doğrusu olduğunu, aynı zamanda onu bir alt seviyeden çağırmak yerine bir üst seviyeye davetten kazanç elde edebileceğimizi düşünüyorum.
Bayanların bakımsızlığı bedene vurursa ne olur?
Bakımsız bayanlar Yani tabiri caiz ise çirkin bayanlar Erkeklerin onları fark etmeleri için, yarım kilo badana, oje, far, sürme ve birçok çeşit malzemeyi yüzlerini sürerek, adeta bakmamamız için fedakarlıklar gösteriyorlar. Yüzleri boya tutmayan sakallı ablalara, teyzelere ne demeli...
Mutluluk, her dem heba edilen ân kuşları ile uçup gitmekte... Ve sistem; duygusal gelgitlerinin aklına galebe çaldığı, sorgulayamayan, bîkarar hüzünkoliklerini sincap tekeri içinde gütmekten çok mutlu.