İdoller ve Cehalet
Televizyonlarda gördüğümüz renkli hayatları olduğu söylenen insanlar, her ne kadar siyasetten anlamadıklarını iddia etseler de; onlar kapitalist toplumun militanlarıdır.
Televizyonlarda gördüğümüz renkli hayatları olduğu söylenen insanlar, her ne kadar siyasetten anlamadıklarını iddia etseler de; onlar kapitalist toplumun militanlarıdır.
Yazar olmak dünyayı değiştirmek ve bu yeni dünyanın kapılarını aralamaktır diyebiliriz kısaca...
derken,Rita ve Damyeli'nin beş yıl sonraki halleri gelip oturuyor hayalime;
Dilimize anlamlı ifadeler yüklemek isteyen bizler bunun güzelliğini neden düşünemiyoruz? Kendi hayatımızda güzelliklere güzellik katmak isteyen bizler dilimize de gereken özeni göstermeli ve güzel konuşmanın yollarını aramalıyız.
Çevremizde kurbağanın düştüğü yanılgıya düşen insanlar çoktur. Onlar genelde hayatlarından memnun gibi görünürler ...
toplum içinde oluşan iki sınıf farkını yansıtan bir yazı. sahip olmak ve olamamak veye sahip olsa bile yaşayamamaktır konusu
Bir 17 Ağustosun zifiri karanlığında sıcacık ve sakin evler, sahibini yiyen canavara dönüştü. Geriye o evlerde yaşamaya devam eden acılı insanlar, kırık umutlar, öksüzler, yetimler ve bir de ‘’deprem korkusu’’ kaldı…
Düşüncenin amacı nedir? Düşüncenin diyalektik hareketini, nesnel gerçekliğin diyalektik hareketine uydurmak....
Çünkü hiçbir kelime aşkın insana verdiğini anlatmaya yetmez ve hiçbir kelime ki kullanan kim olursa olsun; aşkı, bir kızın masmavi gözlerine dalıp gidildiğinde duyulan sonsuzluğa ait olmanın tarifsiz huzuru kadar iyi anlatamaz!!! ‘’
Hayatı sorguladığım bir kış gününde yazmıştım bu yazıyı. Hayatı ve Adaleti...
Bu kentte insanlar birbirini omuzlamıyordu. Akrobatik kıvrılışlar, çok sıkışınca inanılmaz yanlamalarla, çarpışmadan, hatta hiç dokunmadan daracık kaldırımlarda yürüyorlardı.
Olanak ve gerçeklik kategorilerinin bilimsel anlamı bizlerde ancak idealist diyalektik düşüncenin bir aşılmış biçimi olan, materyalist diyalektikte gerçek olarak ortaya çıkarlar.....
" İliklerimize kadar sinmiş özgüvensizlikten kurtulmamız, tarihimizden kopmaktan kaynaklanan edilgen tavrı terk etmemiz şarttır. Dünyada ve bölgemizde, insan haklarının, demokrasinin ve barışın egemen olması için üzerimize düşen görevin tarihi bilinciyle davranmak zorundayız.
Ben bir gün çocuğum olduğunda ona insanları sevmeyi öğreteceğim, ırkları ve dinleri değil. Ben çocuğuma “ İNSAN” olmayı öğreteceğim. Ve kimse inanmasa da ona hepimizin kardeş olduğunu öğreteceğim.
deli saçması mıdır ki bu