Bu Ülke
Bu ülke, cemaat, tarikat, vakıf ve dernekler ile bu grupların zihniyetinden kurtarılmadıkça, bundan daha iyi bir duruma asla gelemeyecek.
Bu ülke, cemaat, tarikat, vakıf ve dernekler ile bu grupların zihniyetinden kurtarılmadıkça, bundan daha iyi bir duruma asla gelemeyecek.
Dersim, genç Cumhuriyet’in uluslaşma ve mevcut sınırlar içinde otoritesini tesis etmesinin önünde bir engel, tıbbi deyimle “çıbanbaşlarından biri” olarak görüldüğü için kesilip atılması lazım gelen bir ur gibi düşünülmüştür. Devlet, bu coğrafyada hâkimiyetini tam anlamıyla kuramadığı, vergi alamadığı için Kürt ve Kızılbaş olan ve bu manada da “makbul
Kapitalizm, Afrikanın doğal kaynaklarını nasıl ele geçirdi?
Bu sorunun cevabını Kenya bağımsızlık mücadelesi önderi ve Kenya'nın ilk Cumhurbaşkanı olan Jomo Kenyattadan (1894-1978) dinleyelim: "Batılılar geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde ise topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda baktık ki İncil bizim elimizdeydi,
Hoca bir kadınla düşüp kalkmaya başlar. Bunu oğlu duyar ve isyan eder. Oğlu müdahale etmeye kalkınca, vatandaşlar bu işi Allah'a bırak der. Oğlu bu işi Allah'a bırakırsam, anamı hoca mahveder der. Bizim de işimiz hocalara ve hacılara kalmıştır. Allah yardımcımız olsun mu diyelim. Dersek sevaba mı gireriz; ya
Direnişini , fikrini , sesini , sadece karşı olmak için tüketme . Bu seni tüketir . Üret . Ne olursa olsun , üret ....
Durmadan isteyen , durmadan tüketen canlılar olmadan yani insan olarak yaşamak da mümkün . Aşk , fikir , emek , üret .
Bilincin ve kültür seviyesinin vizyon kazanamadığı, bizim gibi aydınlanmasını tamamlama sürecinin emekleme döneminde olan ülkelerde insanların ilgisinin sığılığı sonrasında:
Günlük yaşamda; direk ya da dolaylı yoldan herşeyin maddi, sanatsal yaşamda; herşeyin ucuz-değer/emek/estetik kaygısız, siyasi hayatta ise; herşeyin liderler oligarşisi altında, sistem içi hiyerarşinin getirdiği zincirleme yalama
Alanya’da suratımda patlayan turizmin acısı, sonra yüreğime indi, inanın. Hâlâ duruyor. Öyle kolay geçecek gibi değil . Bunu bana lâyık görenlere yazıklar olsun ! Bu devlete , idealist duygularla bir enayi(afedersiniz) gibi yıllarca
Yapmayın artık bunu. İnsanları kıyafetlerine göre yargılamayın. Insanlara kıyafetine göre puan vermeyin. Bırakın sadece modacılar kendi arasında bunu yapsın.
Bizlerin bildiğimizi ya da bildiğimizi sandığımız şeyleri yaşantımıza geçirememiz buna rağmen de gerek konuşur iken gerek yazarken bilmediğimiz bir şeyin olmadığına olan şaşkınlığım......
bizler para için ya da itibar için yapılan insanlıkları değil! bizler insanlığın ne demek olduğunu bilen anlayan insanları istiyoruz.
Bilinçlerimize gizli bir el sanki başka bir kodlama yapmak istiyor.Kimler gelecek kuşaklardan ,tarihinin öğrenilmesini istemiyor ?Bunu yapmalarının altında yatan amaç nedir?Kemalizmi yok etmek kimlerin yararına olacaktır?Yüzyılların planının uygulandığını görmek paranoya olarak geçiştirilebilinir mi?
Bu yazıyı, kendi iç dinamiklerini harekete geçiremeyen; dalkavukların ve dalkavukluğun gölgesinde miskinler tekkesi hüviyetine bürünmüş bir ülkenin bahtsız ve sade bir vatandaşı olarak kaleme alıyorum. Çaresizliğimin hıncını kalemimden alarak rahatlamaya
Suriye, Pardon! Gordiyon düğümünü çözen Büyük İskander, elde ettiği gücün zaferine yenildi. Hastalığa değil!..
Anayasanın 42. Maddesinin 5.paragrafında:İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.hükmü yer alır.
Eee burası Türkiye, sporcu dediğin Allah tarafından kuvvetli Koca Yusuf’dur bir de Bulgarların yetiştirip bize pazarladığı halteciler. Kalanı magazin malzemesi kolay köşe dönme, kolay para kazanma yolu. Kimsenin spora saygısı yok. Kimsenin başarıya
Malesef bu ülkede belli bir yaş sınırına dayanmış insanların bu tip karmaşa oluşturma hevesleri fakir fukara,zengin burjuva demeden hepimizi hatta nefes aldığımız havayı bile etkisiz kılacak sebeplere sürüklenmemize yetipte artıyor....
İngilizce eğitimin Türkiyeliler üzerindeki etkileri. ODTÜ hiç umulmadığı gibi Türkiyenin yurtseverlerinin yetiştiği bir kurum olmuştur. Hiç umulmadık başka bir yerde, ABD'de Oktay Sinanoğlu kendi kendisini yetiştirebilmiştir.
En önemli ve çarpıcı gerçek o çocukların yiyecek ekmeğinin ve başını sokacak bir evinin olmamasıdır.
Türkiye'nin gündemini bir süre tutan iki film, Geceyarısı Ekspresi ve Salkım Hanımın Taneleriyle birlikte Türkiye'ye bir bakış.