• ÝzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aþk |
1761
|
|
|
|
(bilki sensiz ölmeyeceðim… -“sensiz öldü!”, diyemeyecekler…) |
|
1762
|
|
|
|
Bazen çekilmeliyiz içimizde ki Hira’ya uzakta yaðan yaðmuru, yakýnda kavrulan çölü ve ötedeki sesi dinlemeliyiz. |
|
1763
|
|
|
|
Yaþam böyle mi gerçekten? Yani gerçeklerle yaþayamayanlarýn sýðýndýðý
yer gölgeler dünyasý mý? Asýllarýnýn sürekli dinlendiði, gölgelerin ise hep çabaladýðý bir dünya... |
|
1764
|
|
|
|
Kayboldum pusulasýz gemilerin yol aldýðý okyanuslar da... |
|
1765
|
|
|
|
Hoþçakal ‘dualarýma anlam katan adam’ .. |
|
1766
|
|
|
|
Yüreðinin týnýlarýný duymak isteyenlere... |
|
1767
|
|
|
|
Sadece tadýný çýkaracaktým biraz. Sonra gidecektin bir sonraki sefere kadar... |
|
1768
|
|
|
|
Hep bitmemiþ, bitirilememiþ bir tablodur aþk. Bir köþesinde gözü týrmalayan bir boþluk vardýr hep. Renksizdir ne kadar renk karýþtýrýlmaya çalýþýlsa da içine. Boþtur çünkü. Boþ olacak, boþ kalacaktýr. Son Aþk’a ait olan yer iþte tam burasýdýr. Bir türlü içi doldurulamayan. Kýyýsýndan köþesinden yaþanan yarým yamalak aþklarýn gölgesi düþse de üzerine; boþ kalmaya mahkumdur tuvalin o köþesi kendi sessizliðinde. Saðýnda solunda hep yaþanmýþ ama asla eskimemiþ aþklarýn solgun ama dingin çizgileri vardýr. Eskimiþ sansa da insan zaman zaman; o hissettirir varlýðýný anýlarla güçlenip utanýp sýkýlmadan.Týpký hiç umulmadýk bir zamanda ortaya çýkan hayaletler gibi gelir yerleþir tablonun en boþ yerine derin bir iç çekiþle.
|
|
1769
|
|
|
|
Gönül topraðýmýza ekeceðimiz sevgi tohumlarý büyüyüp dal budak sardýkça tüm güzel yürekli insanlara hayat bahþedecektir. Hakk dostu, Allah âþýðý Yunus Emre’nin “Yaratýlaný severiz yaratandan ötürü” görüþleri doðrultusunda birbirimizi hiçbir çýkar gözetmeksizin Allah için seveceðiz.
|
|
1770
|
|
|
|
yaðmurdam çýkýp gelen adam
tenin tazelik mi kokar?
bekle geleceðim
kokunu içime doldurmaya
|
|
1771
|
|
|
|
Aþkýný sevgiye dönüþtüren ve sevgisinin içerisinde saygýsýný koruyanlara...
|
|
1772
|
|
|
|
Allah bizleri hayata hazýrlamasý için nasýl anneleri görevlendirdiyse, hayatýmýzýn geri kalanýný ayný güvende geçirmemiz içinde siz eþleri görevlendirmiþtir...
|
|
1773
|
|
|
|
Ah sizler! Gözleriyle yaþamý tüketenler, dilleriyle yangýnlarý büyütenler... Sevgiyi kutsarken her sözünüzle, kaba ve hayvani cinselliðe teslim olanlar... Size hassas ve özenle yaklaþanlara isteyerek ( ya da istemeyerek, ne fark eder!) zarar verenler, acý |
|
1774
|
|
|
|
Yeni atýlan temelde örülen duvar düþün ve bu duvarýn bir tuðlasý eksik |
|
1775
|
|
|
|
Seninle sevgiyi arkadaþlýk, dostlukla
destekleyerek yaþamak isterken,
gücümüz ne yazýk ki
aþka dayanamadý mý sevgili ?
|
|
1776
|
|
|
|
Güzel ve dingin bir gün...dýþarýda sert bir rüzgar esiyor, tuhaf hissediyorum...bir deniz kýyýsýnda... |
|
1777
|
|
|
|
Seni çok sevdim.
Seni çok seviyorum.
Seni çok seveceðim. |
|
1778
|
|
|
|
Kendimi uçsuz bucaksýz bir yalnýzlýðýn içinde hissettiðim ve yollarýn çýkmaz olduðunu düþündüðüm bir zamandý. |
|
1779
|
|
|
|
Otururken el ele tutuþmalar vardý mesela. "Aman kimse görmesin" bir
telaþla ellerimizi saklamaya çalýþýþýmýz. Þarkýlara, þiirlere söz yürütürdüm
birde. |
|
1780
|
|
|
|
Sen) - Madem öleceðiz niçin bu kadar direniyoruz?
Ben) - Bilmem!
Sen) - Melekler ölür mü hiç?
Ben) - Belki, ama ölürlerse mutlaka güzel ölürler.
Sen) - Melekler kim? |
|