"Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. Pazartesi sendromuyla aynı mantık." – Mark Twain"

Eleştiri

Sizi de Beşikteyeken Kerttiler mi

Beni kertmediler, ama bilemem sizi ya da başka birilerini beşikte kerttiler mi kertmediler mi? Beşik kertmesi, erkek ve kızın daha beşikte bebekken, gelecekte evlenmesine dair verilen karar. Dede Korkut Kitabında geçer. Anadoluda bu gelenek şöyle işler: Bir kızın doğum haberini alan ve bu kızın ailesiyle akraba olmak isteyen

KİTAP İZLERİ

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Peyami Safa

Acının ve Istırabın Edebiyatı Peyami Safa'nın "Dokuzuncu Har-iciye Koğuşu", hastalığın pençesindeki insan ruhunun zamana meydan okuyan bir keşfi olmaya devam ediyor. Edebiyatın en temel işlevlerinden
İncelemeyi Oku

İnsanları Yazalım Biraz

İnsanları akıllılar ve aptallar diye ayırmak çok da akıllıca bir iş olmasa gerek. Bizim bilmediğimiz, hiç bir zamanda bilemeyeceğimiz bir sayı, dünyaya şimdiye kadar ne kadar insan gelmiş, bunların kaç tanesi kadın, kaç tanesi erkek? Kaçı aptaldı, kaçı akıllıydı? Bizim aptal zannettiklerimizin bazıları akıllı, akıllı zannettiklerimizin de bazıları

Sessizliğin Hikayesi Üzrine

Vatanından yirmi yıl gibi uzun bir süre ayrı olan şair, vatanına olan özlemini, ailesine karşı duyduğu hasretliği dile getirir. Annesine, babasına, kardeşlerine duyduğu özlemleri ve sevgileri anlatır. Yirmi yıl onlardan hiçbir haber alamamaktadır. Yaşayıp yaşamadıklarını dahi bilmemektedir. Kamplara mı götürülmüşlerdir? Esir mi edilmişlerdir? Yoksa fırınlara atılıp diri diri

Görünürlük Tuzağı: Modern Medyada Şöhret ve Bilgelik Ayrımı

Modern medya dünyasında, televizyon ve sosyal medya artık bilgiden çok eğlence sunuyor. "Çok konuşan kişi televizyona çıkar" sözü, günümüz medya anlayışını özetliyor. Reyting kaygısıyla içerik kalitesi gözardı edilirken, yüksek sesle konuşan ve tartışma çıkaran kişiler tercih ediliyor. Bu ortamda önemli olan kimin konuştuğu değil, neyin söylendiğine odaklanabilmektir.

İnciraltı Şairleri

Tuluk, yaşamı boyunca şiirde bir arayış içinde olmuş. Yazdıklarıyla yetinmemiş ve hep en iyiyi, en güzeli bulmaya çalışmış. Onun tek derdi, tek amacı şiirde mükemmele ulaşmak ve okuyucuya kusursuz bir şiir sunmak olmuş. O, şiiri, akan bir nehre benzetiyor:

Kilidi Açmak

İnsan fıtratı, yabancılaşmayı, eksilip bütünlüğünü kaybetmeyi ve yozlaşmayı geçen zaman içinde -negatif, pozitif etkileşimlerle- değişebilir. Bu yüzden bir bütünlük şuuru olmadan birinin başka birine hoşgörüsünün olması düşünülemez ama, fakat ve lakin belki hoşgörünme çabası olabilir

KİTAP İZLERİ

Nasipse Adayız

Ercan Kesal

Ercan Kesal’ın Trajikomik İktidar Oyunu: "Nasipse Adayız" Her siyasi kampanya bir absürtlükler tiyatrosudur, ancak Ercan Kesal, "Nasipse Adayız" ile bu dramanın Türkiye'ye özgü sahnesinin perdesini
İncelemeyi Oku
Başa Dön