Bir Daha ki Sefere
Belki bir daha ki sefere dediğimiz şeyler olmayacak. Ertelemek yerine hızlandıralım yaşanacakları, yapılacakları.
"Yazmak, varoluşun saçmalığına karşı girişilen en kibar intikamdır." – Albert Camus (kurgusal alıntı)"
"Yazmak, varoluşun saçmalığına karşı girişilen en kibar intikamdır." – Albert Camus (kurgusal alıntı)"
Belki bir daha ki sefere dediğimiz şeyler olmayacak. Ertelemek yerine hızlandıralım yaşanacakları, yapılacakları.
Hadi ağzınıza aldınız da tat filan alamadınız. Dönüp de sormaz mı adam ''Yahu kardeşim hani bu aşk tadındaydı, hiç bana öyle gelmedi hemen paramı geri verin yoksa sizi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, hatta daha da ileri gidip Lahey Adalet Divanına olmadı Birleşmiş Milletlere kadar şikayet ederim.'' diye de
ben bu yazımı siz değerli okurlarımı bilgilendirmek amacı güderek ve sizlere faydalı olabilmek için kaleme almış bulunuyorum ve diyorum ki hiçbir zaman sözlerinizin ağırlığı altında ezilmeyin tükürdüğünüzü yalamak zorunda kalmayın birileri tarafından zorunda bırakılmayın
siz değerli okurlarım için hoşgörüyü anlatmakta olduğum bir yazıyı kaleme almış bulunuyorum söylemekten çekinmiyorum ben insana insanlığa faydalı olabiliyorsam ben kendimi o zaman insan olarak tanımlarım fakat insanlara insanlığa faydalı olamıyorsam o zaman ben insanlığımdan utanırım.
Taksim Meydanında sıra konakların, Bağdat Köşkünün çinilerinin, Baruthane Deresinin, Kozyatağındaki arabacılar kahvesinin, suyu akan çeşmelerin İstanbuludur bu dizelere ruhunu estiren Kendi dünyasından bir anı sonraki nesiller için sonsuzlaştırmıştır dizelerinde şair. İstanbul, dinmeyen bir esinti ve bir devam ediştir
Elias Canettinin romanı Körleşme 40-50 yıl önce ilk Ahmet Cemalin çevirisiyle yayınlandı. Yaklaşık yarım asırlık kitabı ömrüm boyunca ya bir ya da iki kez üzerinde düşünmeden, tartmadan okudum. Şimdi yine elimin altında ve tekrar not olarak okuyorum
siz değerli okurlarım için elimin yettiğince dilimin döndüğünce yazı ve onun bizim için ne kadar faydalı olduğunu anlatan bir makale kaleme aldım umarım sizlere bu güzel konuda faydalı bir anlatımda bulunmuşumdur.
En mühimi Türk insanlarına yeni düşünce ve fikirler öğretilmesi gerek, özgürce düşünebilmelerinin önü sağlanması gerek.
Çok komik fıkralar
Ülkemizde bir sinema sektörü olmamasına rağmen Sayın Susuzlu büyük bir cesaret örneği göstererek uzun metrajlı bir film çekti. Film, tamamen yerli unsurlardan oluşuyor. Kendi deyimine göre her şey yerli. Senaryo yerli, oyuncular yerli, aksesuarlar yerli, mekân yerli, konu yerli yani aklınıza ne geliyorsa bu filmde yerli. Bizden olmayan